1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1123
Okunma
Bir yol yorgunuyum yıkık, perişan
Görseniz içimi, dertle doluyum
Bir sessiz dünyada gezip, dolaşan
Sesine, ses soran ALLAH kuluyum
Dünyanın kalbine açılan mezar
Kerbela suçuna ağlamış suyum
Yüreklerden taşan suskun intizar
Yezit’in düşüne giren kuşkuyum
O tufan-ı Nuh’un suyunda garip
Annenin, semaya bakan oğluyum
Tufanı bir derin sineye çekip
Sırrını saklayan gizli kuyuyum
Musa ihtarından ağlamış çoban
İbrahim dilinde çetin soruyum
Kem fikrin gözünde görünmez çıban
Karanlık kalplerin aydın nuruyum
Mecnun’un yandığı çölde, sıcağım
Mevla’mın verdiği aşkla doluyum
Heybetli sevdayı sarmış kucağım
Tarihin aşklara giden yoluyum
Vicdan çarmıhında acılar çeken
Dert içre yaşarken bile mutluyum
Yunus’un salında günahkâr, yelken
Ben yunus karnında bir umutluyum
Hırkası kaybolmuş bir hansız seyyâh
O sırat-ı müstakimin tozuyum
Nefsi ıskalayan hedefsiz silah
Kurtlara yem olan mahzun kuzuyum
Köle diyarında beyliği tatmış
Kenan’ın yandığı Yakup oğluyum
Hak yolda simsiyah saçı ağartmış
Çirkin denen cemalin, Yusuf’uyum