10
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1519
Okunma

Kayıyorum içime, hiç kalmadı bende güç
Dönerek düşüyorum, havada yaprak gibi
Kendime acımaktır, aşktan aldığım tek öç
Âh! rûhumu çektiler, bedenden tırnak gibi
O göğsüne dayasam, dert yuvası başımı
Bütün ızdıraplarım, diner mi söyle bana?
Bahçene göm de gitsin, aşk ile naaşımı
Yoksa atacak mısın, beni uzak yabâna?
Dizine koysam başı, kimsesiz mevtâ gibi
O âteş-i aşkınla, tutulsam bir hummâya
Figân ederek ölsem, bülbül-ü şeydâ gibi
Gece salsan rûhumu, o yıldızlı semâya
Dizine yatayım da, olsun bana teneşir
Gözyaşlarınla yıka, bedeni ağlayarak
Ruhumsa atlas gibi, ellerinde münteşir
Kefenle bedenimi, saçınla bağlayarak
Kır çiçeğim! ölümdür, bu aşkımın hitâmı
Ellerinle son defa, hadi! rûhumu kabzet!
Kalbin bir köşesinde, sakla! aşkî metamı
Kollarında ölmeye, Soner dâima namzet
Sen bir aşk âteşi ol! ben de senin küllerin
Bedende medfûn rûhum, erisin altın gibi
Altın suyuna batsın, incecik saç tellerin
Duy! rûhun nâlesini, duy! nakaratın gibi!
Soner Çağatay 8 Aralık 2010 / Wuppertal
Kelimeler:
Yabân: Tenha ve ıssız yer.
Hummâ: Ateş,
Nâle: İnilti inleme
Münteşir: Yayılmış
Atlas: Yüzü parlak, sık dokunmuş bir tür ipekli kumaş, saten.
5.0
100% (8)