7
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1185
Okunma
limanı belirsiz gemilerden kurtardım kendimi
bulut kanatlı rüzgarların vadettiği yalancı cennetleri gördüm
terkediyorum artık çorak yüreklerin kördövüşlerini
demir kepenklerini eritmeye çalışıyorum her gün paslı yüreklerin
karanfil kokan sevdalarla bir keşiş sabrında umutlar işliyorum yakama
kendimi ölümlere mahkum ediyorum
bütün ufukları dalgakıranlarla çevrili yaşamlar gördüm
korku tanrısının plastik fantastik armağanlarına hapsolan insanlar
şatafatlı törenlerle cellat yalanlara sunulan sevdalar gördüm
cinayetler gördüm alkışlar eşliğinde kutsanan
çocuklardan başka kurbanı olmayan savaşlar gördüm
kendimi ölümlere mahkum ediyorum
beynimi kendi bedenime düşman kıldım
hapsettim sevdiğim bütün tadları düşlerime
kuşandım tepeden tırnağa umutlarımı
bir mum gibi erirken bedenim yastığımın altına gizledim ölümü
kendimi ölüme mahkum ettim bütün ölümleri kendime
seviyorum yaşamı çocuklar kadar ve ondan vazgeçiyorum
sevda uğruna yaşam uğruna
alayla bakıyorum dünyaya umutla
düşününki toprağın şehvetidir yaz yağmurlarında kokan
yaşama sevincidir kucaklayan
aşkın hırçınlığıdır tufanlar ama aşkın
ve ben iki arada bir derede ben vurgun
ben dümensiz gemilere çizilmiş rota
göğüs cehenneminde volkanlar besleyenim
bir fitil gibi ateşlemem bedenimi bundan
yüreğim atmasada olur ölmem insan tükenmedikçe ben
yutkunmalara katık edilen görüntülerime
duyarsızlıkları örtbas etmenin telaşı acımalar
zehir zemberek kinleriyle ölüme bel bağlayanlar belli
ya siz neredesiniz ey insanlar
Mikail Dağlar
5.0
100% (1)