3
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1479
Okunma
ey maviyi dilimleyen gümüş kuşum
bilki ancak gözlerimden okunabilen bir çığlıktır susuşum
karaderili bir kovgunum belki yersiz yurtsuz
sarışın esmer kızılderili ya da
neyi değiştirir tenimin rengi ölüm yazılmış coğrafyama
bütün acılarda atan benim yüreğim öldürenlerin değil
sevdayı öğrendim spartaküsten direnmek düştü payıma
peşimdeydi bin yıl önce sinsi bir köpek gibi ölüm
hala aynı türküdür dilinde urkekliklerin
sakalında bulut kümeleriyle munzur baba
ve kırmızı benekleri alabalıkların
tanığıdır hala kan çığlıkların.
ölüm soğuk bir esintidir balam
bir kurşun vınıltısıyla gösterir bazen insafsızlığını
buza keser ansızın çocuksu bir yürek
sevdalı gözbebekleri donar mavisinde özgürlüğün
-ölümün estetik olduğu anlar da vardır ey şair-
düşer kör bir güvercin dipsizliğine uçurumların
döner dostsuz merhabasız bir saka tutsaklıklara
kimsesiz kuytularda usulca yarpuzlar açar
soluk olur bir tutam tütün yetişir imdadına morarmış dudakların
soyunur karasuya acılarını yaylakızı
bedeninde uzak düşlerin ürpertileri
ve hayal dağı keser yolunu ümitlerin
antenlerden süzülen çamuru keyifle yudumlar gözlerinden
şehvetler büyütür çıplaklığında ölülerin küçük burjuva
kırıntılar üstüne kurulu yaşamlarda ihanete ayarlanır sevdalar
ulusal bir cinnete dönüşür korku medyatik yalanlarla
ve duyarsızlıklar kara dipnotlar olur tarihe düşülmüş
herşeyi kâra dönüştürmenin telaşı kurt sofraları
ölüm üzredir bütün hesaplar teslim alır yürekleri
ölüm yazılmış coğrafyama
kanla yıkanır her seher salkımsaçak buzulları dağların
sesim soluğum delik deşik fermanlar çalınmış tarihlerden
sürgünüm dağlarımdan tezek dumanına hasret köylerim
çöplüklere umut bağlamış adsız çocuğumun gözbebeklerinde korku
kör kuyularda kimsesiz cesetleri sevdiklerimin
ölüm yazılmış coğrafyama
ihanete çıkmış adı ağıtların...
ağlamayı unutalı çok oldu sevdalar büyütüyoruz göz pınarlarımızda
ufkumuza duran dalkavuk bulutlara inat güneşe uzanıyor gözlerimiz
ölüm yazılmış coğrafyalarımıza
ve haykırıyoruz duyulsun sesimiz
korkumuz yok baharla gelecek ölümden
soğuğun korkunun bağrını delen kardelenleriz biz...
Mikail Dağlar