Mavi-Siyah
MAVİmi-SİYAHmı
Bir gece dağlara ay taşı aramaya çıktık. Her yer rengârenkti, Gelincikler rüzgâra, çiçekler, Dünyaya meydan okuyordu. Bakmaya doyamadık, Basmaya kıyamadık, Kokladık baktık, baktıkça susadık. Çağlarlardan sular akıyordu içtik, Kekik kokuyordu kandık, Kanınca doyduk. Güneş doğdu baktıkça gördük, Koynumuza güneşten parçalar doldurduk, Ceplerimizde geceden kalan yıldızlar vardı. Yukarıda hayat ölümsüz, sevgimiz bencildi, Attığımız poşetlerden ortalık darmadağındı, Nedense aşağılara baktık, Bakarken ağlamaya başladık, Derelerden ölüm, yollardan Azrail akıyordu, Bacalardan duman fışkırıyor, Egzozlar ölüm kusuyordu, Ömürler kısalıyor, bebekler ölüyordu, Ormanlar yakılıyor, Ormanlar dünyalık oluyordu. Ormanlar kesiliyor, Ormanlar katlediliyordu, Kâğıtlar çöpe atıldıkça, Ağaçlar ağlıyordu, Denizler kirleniyor, Martılar ağlıyor, Yunuslar ölüyordu. Yağmurlar halimize ağlıyordu, Betonlar dünyayı örüyor, Tanrı gülüyordu, Dünya betonları yutuyor, Tanrı ağlıyordu, Betonlar insanları yutuyor, İnsanlar Tanrıyı topa tutuyordu… Orhan Yılmaz. |