Okuduğunuz
şiir
5.12.2010 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Duvardan Düşen Kelimeler//
şimdi en kırık vaktidir akşamın çalar bir başınalığın çanı gün kanayan kızıl bir ahenk ölü özlemler sararken tüm organları kadehlerde kalan biraz şarap artığı tütün ve yalnızlık
kıyıya vuruyor bir adam yüzü dipte asi bakışlar yosun kokuşlu avucunda bir hüzün saklı yağmurda bırakıyor hoyrat martı çığlıklarını eflatun bir tül atıp kaçıyor üzerine musalla yüzlü ay
öd patlatan tarantula tedirgin uykuların en isterik bölümlerine yerleştiriyor ağlarını ileniyoruz yaşan(ma)mışlıklara serseri bir istanbuluz belki belki de onurlu bir bozlak
sus acı zamanı değil eskiye dair söylemlerin on yedi yaşımdan bahsetme bana altmışımdan da.. uç böceğim delişmen şarkılar panikatak ezberde yoldan çıktım
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
"kıyıya vuruyor bir adam yüzü dipte asi bakışlar yosun kokuşlu avucunda bir hüzün saklı yağmurda bırakıyor hoyrat martı çığlıklarını eflatun bir tül atıp kaçıyor üzerine musalla yüzlü ay"
gel burasından bir roman yazalım serseri bakışlı şehirler gülsün ölümümüze rom/ân
İnsanların birçoğu için bir marjinallik yaftası değil şiir, hayata şevkle tutunmalarını sağlayan gerçek bir sığınak. Aşklarına, düşlerine, yenilgilerine birer dize iliştirerek bu dünyaya ve yeni günlere katlanıyorlar. Zor bir ülkede yalanlarla, yanılsamalarla kuşatıldıklarını çok iyi biliyor ve müthiş bir gelecek kaygısıyla sanırım en çok da şairlerine güveniyorlar. Basın ve yayın tekelleri neyi dayatırsa dayatsın, onlar yalnız benimsedikleri, duruşuna ve samimiyetine güvendikleri yazar ve şairleri okuyorlar. Ve böyle şiirlerin hala çıkıyor olması ümit verici-şiirin omurgasını yaşamdan besleyen şairlere hayranlık duymamak hem şaire, hem de şiire haksızlık olurdu...
Gerçekten, doyumsuz bir iştahla okudum/satırların hayat yolculuğunda hep bir başlangıç çizgisi olması dileğiyle... (SAYGILARIMLA...)
Birdal ERDOĞMUŞ tarafından 12/6/2010 10:58:33 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sevgili Birdal Bey Değerli yorumunuzu okudum ve nedense derin bir nefes aldım. Söylemek isteyipte ifade edemediklerimi özetliyor belki de sözleriniz. Ki zaten ben şiirin isminde de bunu hissettirmek amacındaydım, içten gelen çığlıkların duvara hızla çarpıp/ kırılarak akşama dökülmelerini...
Olsun. Sevgili dostların sayfama gelmeleri ve fikirlerini söylemek anlamında da olsa değerli zamanlarını bana ayırmaları, benim doğru yolda ilerlemeye çalıştığımı gösteriyor diye düşünüyorum, kendimce... Şiire gönül ve emek veren tüm dostlara ve siz Değerli Şair Arkadaşıma sonsuz Teşekkürlerimi sunuyorum. Dilerim her zaman, gerçekçi eleştirilerle yanımda olurlar. Ayrıca sizin pencerinizi kullanarak yine Değerli Seçki Kuruluna da şükranlarımı sunmak istiyorum izninizle şiirimi güne taşıdıkları için, Saygılar..
Sevgili Birdal Bey Değerli yorumunuzu okudum ve nedense derin bir nefes aldım. Söylemek isteyipte ifade edemediklerimi özetliyor belki de sözleriniz. Ki zaten ben şiirin isminde de bunu hissettirmek amacındaydım, içten gelen çığlıkların duvara hızla çarpıp/ kırılarak akşama dökülmelerini...
Olsun. Sevgili dostların sayfama gelmeleri ve fikirlerini söylemek anlamında da olsa değerli zamanlarını bana ayırmaları, benim doğru yolda ilerlemeye çalıştığımı gösteriyor diye düşünüyorum, kendimce... Şiire gönül ve emek veren tüm dostlara ve siz Değerli Şair Arkadaşıma sonsuz Teşekkürlerimi sunuyorum. Dilerim her zaman, gerçekçi eleştirilerle yanımda olurlar. Ayrıca sizin pencerinizi kullanarak yine Değerli Seçki Kuruluna da şükranlarımı sunmak istiyorum izninizle şiirimi güne taşıdıkları için, Saygılar..
her zaman sitede beğeni ile okuduğum takip ettiğim değerli bir kalem....güne yakışan şiirinizi kutlarım şairem. ...başarılarınızın devamını gönülden dilerim..hep ..sevgimle ..saygılar..
şimdi en kırık vaktidir akşamın çalar bir başınalığın çanı . . . düşersin martı sesinden ve güneşten ve çok uzundur yol tek gerçek aslolan adımlardır yalnızlık.
şair sonunda şiirlerinden biri hakettiği yerde bütün şiirlerinin yanına hep bir uğur böceğini yakıştırmışlığım vardır benim derin yoğun akışkan duygu nehrinden beslenen bu şiirler için ekleme toplama yapmaya muhasebe falları açmaya gerek yok yüreğinize sağlık güzeldi sevdim ve aldım şiiri yanıma
Aslında şiir yorum/eleştiri yönü ile öne çıkmış gibi durdu sanki.Lâkin bu şiirin kalitesinden hiç bir şey götürmez.İki değerli arkadaşın yorumlarını şiir kadar dikkat ederek okudum.Ve her ikiside çok güzel bir anlatımla şiire katkıda bulunmuş diye düşünüyorum.. Bazı şiirler vardır ki,manidar bir temaya oturtmak zordur.Bu bağlamda şiiri iyice sindirebilmek,sağlam bir edebi kültürü ihtiyaç kılıyor. Bence günü hak eden muazzam bir paylaşımdı..
Öncelikle,yorumunuz hakkında birşeler söylemek isterim..Belki çok haddime değil ama,dikkat çekici birkaç noktaya değinmek isterim izninizle..Her ne kadar,yazar arkadaş size ayrıntılı şekilde yazmadıysa da...
Şeytana pabucu ters giydirme ile başiamışsınız yorumunuza..Hangi anlamda,böyle bir girişi baz aldınız bilemiyorum..Şiir hakettiği değerde değil diye mi yorum yaptınız,yoksa başka manalar mı ürettiniz,adıma çok anlayamadım..İçinizden geçenlerin,kaleme,yine çok yansımadığını söylemek isterim..
"Düşünsenize bir an veya hayatınızın tüm toplamını, özelinizden çıkarıp, insanların düşüncesine sunuyorsunuz ki bu hayat ve yaşanılan anlar başka insanlarınkine öyle çok benziyor ki dünya sanki tek bir insandan gelmedir iddiasını güçlü kılıyor hayatın"
Bu sözünüze eleştirel bir gözle bakmak isterim...Hepimiz,duygularımızca birşeyler karalıyoruz..Bunun takdiri ve güzelliği tamamen okura ait..Şunu söylemek isterim ki,nerden biliyorsunuz,insanların özel hayatlarından bir bölüm veya bütününü sunduğunu,deklare ettiğini?Bunu kestirmek,hemen hemen olanaksız,belki bir ipucu edinebilmek mümkün,ama tam olarak kestirebilmek asla mümkün değil...Nietzsche fikren "dünyanın en büyük yalancıları şairlerdir,hayal ile gerçeği ne zaman ve nasıl söyleyecekleri bilinmez,ayırt etmek zordur,hatta öyle ki,zaman gelir kendi söylediği yalanı gerçek gibi düşler ve inanırlar" der...Bu anlamda,şiirleri irdeleyip,insanlar hakkında fikir sahibi olabilmek oldukça zordur..
"Fakat kimsenin, bir başkasına; bilineni, kabul görmemişi; bu sana özgü ve çok doğru, çok güzel diye empoze etmesi yanlış ile kötünün en acımasızıdır"
Bu ve bu gibi edebiyata yatırım yapan ve paylaşıldığım yapıldığı sitelerde,doğru/yanlış yoktur..Aslında,gerçek yaşamlarımızda da yoktur..Kime ve neye göre doğru?Eli kalam tutanlar,yazdıkları ölçüsünde okunur ve değerlendiirilirler..Herhangi bir görüşü,iyi/kötü empoze etme durumu yaşanmaz..Amaç,gelişim ve daha ürtken olabilmek adınadır..Bu söyleminize de katılamadığımı belirtitim..
"Söylem diyorum; düşünce değil."
Söylem,düşünceden ibarettir,çok fazla karmaşaya yer bırakmayacak şekşlde...
"Ama şiirlerde kullanmak için ne vakite ne de akşama uyarlamak mantıklı, doğru ve estetik gelmiyor bana ki şiirde de olmamış bence.
İyi anlatılmış bir kelime için,çok fazla yoğunluklu eleştiri diydüşünüyorum.."şimdi en kırık vaktidir akşamın"..çok fazla söze mahal bırakmayacak kadar net bir cümledir..Kırık bir akşam,bir olumsuzluk belirtir..Kırık sopa,kırık bardak,kırık kalp,kırık cam vs gibi..on derece anlaşılır bir şekilde yazar,"kırık akşam1 ifadesi ile,olagelen bir süreci yorumlamış ve belitmiştir..Burada da,çok fazla maceraperest düşünmeye gerek yoktur..Kırık bir akşam,söylencesi hedefine ulaçmıştır..
"Yine aynı bölümdeki ‘’özlemler sararken tüm organları’’ derken ‘’kadehteki şarap artığı ve tütün’’ bazı iç organları işaret ediyor diyelim, tüm organlar dendiğinde elle, ayakla, kulakla gözle ve diğerleri ile uyumsuz ve uygunsuz bir durum sergiliyor."
Bu yorumunuzu da,affedersiniz,hayretle karşıladım...Bir kere şunu iyi kavramak lazım,şiirlerde illa her dizenin birbirini kovalaması gerekli değil..Yani uyum anlamında,üstteki dize,alttaki ile sıra takip etmemiş demek,çok olası ve elzem değil kanımca..Dizeler arası uyum,elbette önemli,ama öncelikle ne anlatmak istenmiş,iyi irdelenmeli...Burada yazar,özlemlerin tüm bedeni sardığından söz etmiştir..Buna organ demekle,bunu iç organ olarak algılamak,oldukça hayalperest bir yaklaşım.. Kaldı ki,"özalemler sararken tüm organları,kadehlerde kalan,biraz şarap artığı,tütün ve yalnızlık" denmesi,çok anormal değil,hele uyumsuz hiç değil..Belki,geriye kalan kadaehte şarap artğı,biraz tütün ve bol yalnızlık" denebilirdi,ama tamamen yazar takdiridir kanımca...
"Ki şiirin bu ilk bölümü için özgün ve çok güzel imgeler denmiş !, oysa ki bu bölüm ne özgün ne de her hangi bir imge taşıyor çünkü buna benzer dörtlükleri, kelime dizimleri bir çok şiir ve sıradan her hangi bir yazıda yüzlerce kez görmüşüzdür, kendi adıma ben gördüm."
Anlayamadığım birşey var..Şiirlerde temalar,milyon adet değil..Ayrılık ve hüzün en çok işlenen konular,reel yaşantılarımızın neredeyse kaçınılmazı...Hal böyle iken,bir ayrılık şiirinde,başka ne tür bir giriş bekleyebiliriz ki?Neden bir çok şiir girişine benzediği çok açık değil mi?Anlatılan konu aynı olunca,pek çok şiir girişi,birbirine benzeyecektir..Bence,bunu bir bütün içinde değerlendirmek gerekli..Giriş ve final,şiirlerin en önemli bölümleri..Çok sıradan gibi anlatılmış olması,bence basit ve yalın ama güzel bir şekişilde anlatılmış olmasının açık göstergesi..Çok basit ifadeyle,sana birisi yemek yeken afiyet olsun derse,cevabı teşekkür etmektir..Bunu banal ve sıradan bulamazsınız,gereği budur,sırf farklı olmak adına başka şeyler diyemezsiniz..Bunu iyi kavramak gerek,bazen ya da çoğu kez şiirler birbirine benzer,ama anlatış tarzı,kelime haznesi farklıdır..Bunu yüzlerce şiirde gördük diye,farklı bir yapı geliştirme peşine düşmenin bir alemi yoktur...
"Dördüncü parafta ise; ‘’uç böceğim’’ yerine; uç/uçböceğim gibi ayrı yazılarak ve kesme ile daha özgül ve güçlü benzetme olabilirmiş ve ‘’delişmen*panikatak’’ ikisi aynı şeydir aslen ve siz iki aynı anlamı taşıyan cümleyi şiirde kullanarak hatalı davranmışsınız ve devam ederek ‘’ezberde yoldan çıktım’’ diyerek aynı kargaşaya devam etmişsiniz, çünkü sus acı zamanı değil demek delirmek istememektir yani, hani tabir yerindeyse ya ezberinden delireceksin yahut ezber bozup akıllı ve mutlu yaşayacaksın demek istiyorum ki bence şiirinizdeki en zayıf bölüm burasıydı."
Bu kıtada bir karmaşa ve anlam yitikliği olduğu konusunda yorumunuza katılıyorum..Katılmadığım,"isterik" konusu..Yahu,şair arkadaş uykusunda isterik hal almaktadır,kime ne..Buna diyebilir miyiz,uyku ve isterik birbiriyle bağdaşmaz diye..İmgelemi o şekilde ve farzedelim ki,o manada uçuk bir yaklaşım göstermiş...
" ’Kadınlık uyluklarım’’ dediğiniz bölümde ise; uyluğun kadınlıkla ilgisi yoktur, uyluk her insanda kalça ile bacak bölümü arasındaki kemiktir ve ‘’düş tomurcukları ile betimlenmesi yine anlamsız ve karmaşaya sürüklüyor beni ve türkçe bilgim ile hayal dünyamı"
Burada da size katılıyorum..Mecazen dahi olsa,"kadın uyluklarım" veya "kadın uyluğum" denmeliydi gibi sanki...Katılmadığım nokta,"düş tomurcukları"..İmgesel olarak kullanılmış ve çok abes görünmeyen bir cümle...
Şiirde,evet imla hataları var,ama bu çok ciddi boyutlarda değil...Neticede,ben de şiir hakkında bir yorumda bulunursam,eksikler var tamam ama başarılı bir çalışma olarak görüyorum..Anlatılmak istenenin,okura verildiği kanaatindeyim..Mutlaka,çok daha iyisi olabilirdi,bu şiirsel ve kişisel gelişimimiz ile alakalı..Hangimiz,üzerine tek eleştiri yazılamayacak şiirler yazıyoruz ki..Bu,üstadlar için de geçerli..Orhan Veliler,Ümüt Yaşarlar,bir yerden başlayarak ve kendilerini gelistirerekl bir yere gelmişler..Yoksa,onların da yetme şiirleri,eleştirel birçok nokta dolu..
"Fikirlerimi okur ve zaman kaybettiğinizi düşünürseniz; bu kadar uzun yazdığım için sizden özür dileyebilirim."
Son olarak,bu iki cümleye değinmek isterim..Şiir veya sanat üzerinde net fikirler üretileret tartışılması gereken ve gelişimine meyil gösteren edebi türkler..Benim yazdığıma siz katılmazsınız,sizinkine ben..Önemli olan,seviyeli bir şekilde tartışmak ve bundan kendimize paylar çıkarmak,öğrenmek ve dinlemektir..Fikirlerinizi,çok güzel bir şekilde yazmışsınız,katılırız,katılmayız,ama size özgü düşüğnce hareketidir yazdıklarınız..Son cümlenniz beni oldukça şaşırttı..Oysa yazdıklarınızın arkasında durabilmeliydiniz,özür dilemek yerine..Bir centilmenlik gösterisi ile bitmemeliydi yazdıklarınız..
Yorumunuza,şiir çerçevesinde yorum ile katıldım ve her bir cümlemin,kendimce ve şiir adına olduğunu bilmenizi isterim..Ve,herhangi bir taraf olarak fikir beyan etmediğimi bilmenizi isterimŞair arkadaşımızı da kutlarım,emeklerine teşekkür ederim
Öncelikle,yorumunuz hakkında birşeler söylemek isterim..Belki çok haddime değil ama,dikkat çekici birkaç noktaya değinmek isterim izninizle..Her ne kadar,yazar arkadaş size ayrıntılı şekilde yazmadıysa da...
Şeytana pabucu ters giydirme ile başiamışsınız yorumunuza..Hangi anlamda,böyle bir girişi baz aldınız bilemiyorum..Şiir hakettiği değerde değil diye mi yorum yaptınız,yoksa başka manalar mı ürettiniz,adıma çok anlayamadım..İçinizden geçenlerin,kaleme,yine çok yansımadığını söylemek isterim..
"Düşünsenize bir an veya hayatınızın tüm toplamını, özelinizden çıkarıp, insanların düşüncesine sunuyorsunuz ki bu hayat ve yaşanılan anlar başka insanlarınkine öyle çok benziyor ki dünya sanki tek bir insandan gelmedir iddiasını güçlü kılıyor hayatın"
Bu sözünüze eleştirel bir gözle bakmak isterim...Hepimiz,duygularımızca birşeyler karalıyoruz..Bunun takdiri ve güzelliği tamamen okura ait..Şunu söylemek isterim ki,nerden biliyorsunuz,insanların özel hayatlarından bir bölüm veya bütününü sunduğunu,deklare ettiğini?Bunu kestirmek,hemen hemen olanaksız,belki bir ipucu edinebilmek mümkün,ama tam olarak kestirebilmek asla mümkün değil...Nietzsche fikren "dünyanın en büyük yalancıları şairlerdir,hayal ile gerçeği ne zaman ve nasıl söyleyecekleri bilinmez,ayırt etmek zordur,hatta öyle ki,zaman gelir kendi söylediği yalanı gerçek gibi düşler ve inanırlar" der...Bu anlamda,şiirleri irdeleyip,insanlar hakkında fikir sahibi olabilmek oldukça zordur..
"Fakat kimsenin, bir başkasına; bilineni, kabul görmemişi; bu sana özgü ve çok doğru, çok güzel diye empoze etmesi yanlış ile kötünün en acımasızıdır"
Bu ve bu gibi edebiyata yatırım yapan ve paylaşıldığım yapıldığı sitelerde,doğru/yanlış yoktur..Aslında,gerçek yaşamlarımızda da yoktur..Kime ve neye göre doğru?Eli kalam tutanlar,yazdıkları ölçüsünde okunur ve değerlendiirilirler..Herhangi bir görüşü,iyi/kötü empoze etme durumu yaşanmaz..Amaç,gelişim ve daha ürtken olabilmek adınadır..Bu söyleminize de katılamadığımı belirtitim..
"Söylem diyorum; düşünce değil."
Söylem,düşünceden ibarettir,çok fazla karmaşaya yer bırakmayacak şekşlde...
"Ama şiirlerde kullanmak için ne vakite ne de akşama uyarlamak mantıklı, doğru ve estetik gelmiyor bana ki şiirde de olmamış bence.
İyi anlatılmış bir kelime için,çok fazla yoğunluklu eleştiri diydüşünüyorum.."şimdi en kırık vaktidir akşamın"..çok fazla söze mahal bırakmayacak kadar net bir cümledir..Kırık bir akşam,bir olumsuzluk belirtir..Kırık sopa,kırık bardak,kırık kalp,kırık cam vs gibi..on derece anlaşılır bir şekilde yazar,"kırık akşam1 ifadesi ile,olagelen bir süreci yorumlamış ve belitmiştir..Burada da,çok fazla maceraperest düşünmeye gerek yoktur..Kırık bir akşam,söylencesi hedefine ulaçmıştır..
"Yine aynı bölümdeki ‘’özlemler sararken tüm organları’’ derken ‘’kadehteki şarap artığı ve tütün’’ bazı iç organları işaret ediyor diyelim, tüm organlar dendiğinde elle, ayakla, kulakla gözle ve diğerleri ile uyumsuz ve uygunsuz bir durum sergiliyor."
Bu yorumunuzu da,affedersiniz,hayretle karşıladım...Bir kere şunu iyi kavramak lazım,şiirlerde illa her dizenin birbirini kovalaması gerekli değil..Yani uyum anlamında,üstteki dize,alttaki ile sıra takip etmemiş demek,çok olası ve elzem değil kanımca..Dizeler arası uyum,elbette önemli,ama öncelikle ne anlatmak istenmiş,iyi irdelenmeli...Burada yazar,özlemlerin tüm bedeni sardığından söz etmiştir..Buna organ demekle,bunu iç organ olarak algılamak,oldukça hayalperest bir yaklaşım.. Kaldı ki,"özalemler sararken tüm organları,kadehlerde kalan,biraz şarap artığı,tütün ve yalnızlık" denmesi,çok anormal değil,hele uyumsuz hiç değil..Belki,geriye kalan kadaehte şarap artğı,biraz tütün ve bol yalnızlık" denebilirdi,ama tamamen yazar takdiridir kanımca...
"Ki şiirin bu ilk bölümü için özgün ve çok güzel imgeler denmiş !, oysa ki bu bölüm ne özgün ne de her hangi bir imge taşıyor çünkü buna benzer dörtlükleri, kelime dizimleri bir çok şiir ve sıradan her hangi bir yazıda yüzlerce kez görmüşüzdür, kendi adıma ben gördüm."
Anlayamadığım birşey var..Şiirlerde temalar,milyon adet değil..Ayrılık ve hüzün en çok işlenen konular,reel yaşantılarımızın neredeyse kaçınılmazı...Hal böyle iken,bir ayrılık şiirinde,başka ne tür bir giriş bekleyebiliriz ki?Neden bir çok şiir girişine benzediği çok açık değil mi?Anlatılan konu aynı olunca,pek çok şiir girişi,birbirine benzeyecektir..Bence,bunu bir bütün içinde değerlendirmek gerekli..Giriş ve final,şiirlerin en önemli bölümleri..Çok sıradan gibi anlatılmış olması,bence basit ve yalın ama güzel bir şekişilde anlatılmış olmasının açık göstergesi..Çok basit ifadeyle,sana birisi yemek yeken afiyet olsun derse,cevabı teşekkür etmektir..Bunu banal ve sıradan bulamazsınız,gereği budur,sırf farklı olmak adına başka şeyler diyemezsiniz..Bunu iyi kavramak gerek,bazen ya da çoğu kez şiirler birbirine benzer,ama anlatış tarzı,kelime haznesi farklıdır..Bunu yüzlerce şiirde gördük diye,farklı bir yapı geliştirme peşine düşmenin bir alemi yoktur...
"Dördüncü parafta ise; ‘’uç böceğim’’ yerine; uç/uçböceğim gibi ayrı yazılarak ve kesme ile daha özgül ve güçlü benzetme olabilirmiş ve ‘’delişmen*panikatak’’ ikisi aynı şeydir aslen ve siz iki aynı anlamı taşıyan cümleyi şiirde kullanarak hatalı davranmışsınız ve devam ederek ‘’ezberde yoldan çıktım’’ diyerek aynı kargaşaya devam etmişsiniz, çünkü sus acı zamanı değil demek delirmek istememektir yani, hani tabir yerindeyse ya ezberinden delireceksin yahut ezber bozup akıllı ve mutlu yaşayacaksın demek istiyorum ki bence şiirinizdeki en zayıf bölüm burasıydı."
Bu kıtada bir karmaşa ve anlam yitikliği olduğu konusunda yorumunuza katılıyorum..Katılmadığım,"isterik" konusu..Yahu,şair arkadaş uykusunda isterik hal almaktadır,kime ne..Buna diyebilir miyiz,uyku ve isterik birbiriyle bağdaşmaz diye..İmgelemi o şekilde ve farzedelim ki,o manada uçuk bir yaklaşım göstermiş...
" ’Kadınlık uyluklarım’’ dediğiniz bölümde ise; uyluğun kadınlıkla ilgisi yoktur, uyluk her insanda kalça ile bacak bölümü arasındaki kemiktir ve ‘’düş tomurcukları ile betimlenmesi yine anlamsız ve karmaşaya sürüklüyor beni ve türkçe bilgim ile hayal dünyamı"
Burada da size katılıyorum..Mecazen dahi olsa,"kadın uyluklarım" veya "kadın uyluğum" denmeliydi gibi sanki...Katılmadığım nokta,"düş tomurcukları"..İmgesel olarak kullanılmış ve çok abes görünmeyen bir cümle...
Şiirde,evet imla hataları var,ama bu çok ciddi boyutlarda değil...Neticede,ben de şiir hakkında bir yorumda bulunursam,eksikler var tamam ama başarılı bir çalışma olarak görüyorum..Anlatılmak istenenin,okura verildiği kanaatindeyim..Mutlaka,çok daha iyisi olabilirdi,bu şiirsel ve kişisel gelişimimiz ile alakalı..Hangimiz,üzerine tek eleştiri yazılamayacak şiirler yazıyoruz ki..Bu,üstadlar için de geçerli..Orhan Veliler,Ümüt Yaşarlar,bir yerden başlayarak ve kendilerini gelistirerekl bir yere gelmişler..Yoksa,onların da yetme şiirleri,eleştirel birçok nokta dolu..
"Fikirlerimi okur ve zaman kaybettiğinizi düşünürseniz; bu kadar uzun yazdığım için sizden özür dileyebilirim."
Son olarak,bu iki cümleye değinmek isterim..Şiir veya sanat üzerinde net fikirler üretileret tartışılması gereken ve gelişimine meyil gösteren edebi türkler..Benim yazdığıma siz katılmazsınız,sizinkine ben..Önemli olan,seviyeli bir şekilde tartışmak ve bundan kendimize paylar çıkarmak,öğrenmek ve dinlemektir..Fikirlerinizi,çok güzel bir şekilde yazmışsınız,katılırız,katılmayız,ama size özgü düşüğnce hareketidir yazdıklarınız..Son cümlenniz beni oldukça şaşırttı..Oysa yazdıklarınızın arkasında durabilmeliydiniz,özür dilemek yerine..Bir centilmenlik gösterisi ile bitmemeliydi yazdıklarınız..
Yorumunuza,şiir çerçevesinde yorum ile katıldım ve her bir cümlemin,kendimce ve şiir adına olduğunu bilmenizi isterim..Ve,herhangi bir taraf olarak fikir beyan etmediğimi bilmenizi isterimŞair arkadaşımızı da kutlarım,emeklerine teşekkür ederim
Şeytana pabucu ters giydirmek söylemi vardır ya hani ?
İşte onu eylem haline getirmek artık öyle kolay ki; sokakta simit satan ihtiyar. Mendilci küçük kız. Yüzbin liraya burun ameliyatı yapan dahi profesörler. Fikrini (!) yazdığı için; bol sıfırlı banka hesap cüzdanıyla gezen gazeteciler. Televizyonlarda, sporun barışçıl öneminden bahsetmek yerine; insanları birbirine kırdırma telaşından prim kazanan eleştirmenler. Satılmış geceyarılarından roman üreten büyük yazarlar !. Bin tane okuru, bir tane dinleyiciyle değişen basit şarkı sözü şairleri. Ki daha nice şeytana pabucu tersten giydiriciler var ki ne kadar çok hayatımızdalar, sokağımızdalar ve hatta dost bildiklerimiz arasında dahi bir elin parmaklarından fazlalar.
Sevgili Parlayüksel (ne güzel bir soyadız var) sizi ilk kez okumuyorum ve fakat ilk defa düşündüklerimi paylaşacağım şiirinizde ki amacım, şiirin; ne güne gelip*gelmemesini tartışmak ne de iyi*kötü yaftası yapıştırmak değildir. Bu yorumu yapıyorsam, bilinsin isterim ki size haksızlık edildiğini gördüğümden ve inandığımdandır
Şu şiir denen meret öyle tuhaf ve müthiş bi’şeydir ki onu yazabilmek kadar; okuyabilmek de güzel ve özeldir.
Düşünsenize bir an veya hayatınızın tüm toplamını, özelinizden çıkarıp, insanların düşüncesine sunuyorsunuz ki bu hayat ve yaşanılan anlar başka insanlarınkine öyle çok benziyor ki dünya sanki tek bir insandan gelmedir iddiasını güçlü kılıyor hayatın.
Ama hatalar için aynı şeyleri söylemek mümkün değildir çünkü hata kişiseldir, o, sana, bana, onlara aittir.
Sizin doğru bildiğiniz, benim yanlışımdır. Bana çok güzel görünen, size çirkindir. Fakat kimsenin, bir başkasına; bilineni, kabul görmemişi; bu sana özgü ve çok doğru, çok güzel diye empoze etmesi yanlış ile kötünün en acımasızıdır.
Yukarıda bahsettiklerimin, şiirinizle ilgisine gelince; ben şiir kadar altındaki yorumcuların söylemlerini de izledim. Yorumcu diyorum; eleştirmen değil. Söylem diyorum; düşünce değil. İzledim diyorum; okudum değil !.
Çünkü bu altı cümle birbiri ile aynı gibi görülsede aslında aynı değillerdir. Yorumu herkes yapabilir, eleştirmek farklıdır. Eleştirmen olmaksa; bir işin ehli olmaktan değil; fikir taşıyor olmaktan geçer. Söylem ise düşündüğünü ifade etmeden de yapılır ki bu riyakarlıktır !.
Okursunuz. Okursunuz. Okursunuz doğru veya yanlış bu size zarar vermez ama izlerseniz; birgün mutlaka zarar verdiğini göreceksinizdir.
Siz ne hissedip düşündünüz ve yazdınız bunu ben bilemem ama dostlarınız bilir, iletişim kurduklarınız da bilir, ortak paylaşımlar yaşadığınız herhangi bir arkadaşız da bilebilir.
Fakat şiiriniz altındaki; çok güzel, muhteşem, süper ve tebrikler eğlenceleri, ne sizi ne de bu siteyi bir adım ileriye taşıyamaz.
Şiirin başlığı dikkatimi çekti. Yalnızlığa karşı hayalciliğin dışavurumudur duvara çarpıp düşen kelimeler evet ama ilk dizede; ‘’kırık’’ hani nereye çekseniz gidecek ve oraya yapışacak tabirinde kötü bir cümledir.
Kırık, en iyi ihtimalle sert dokunun bütünlüğünün bozulmasıdır.
Daha çok irdeler ve yakıştırmalar yaparsak; kim bu kız ? Ahmet’in kırığı, kim olacak !
Hasan’ın oğlu Hüseyin’i gördün mü ? Silikon taktırıp, eteğini giymiş tarlabaşında yürüyordu akşam
Gibi kullanmak hem halk arasında, hem türkçe sözlükte karşılaşabileceğimiz bir başka biçimdir.
Ama şiirlerde kullanmak için ne vakite ne de akşama uyarlamak mantıklı, doğru ve estetik gelmiyor bana ki şiirde de olmamış bence.
Yine aynı bölümdeki ‘’özlemler sararken tüm organları’’ derken ‘’kadehteki şarap artığı ve tütün’’ bazı iç organları işaret ediyor diyelim, tüm organlar dendiğinde elle, ayakla, kulakla gözle ve diğerleri ile uyumsuz ve uygunsuz bir durum sergiliyor.
Ki şiirin bu ilk bölümü için özgün ve çok güzel imgeler denmiş !, oysa ki bu bölüm ne özgün ne de her hangi bir imge taşıyor çünkü buna benzer dörtlükleri, kelime dizimleri bir çok şiir ve sıradan her hangi bir yazıda yüzlerce kez görmüşüzdür, kendi adıma ben gördüm.
Üçüncü bölümde kullanılan ‘’isterik’’ ise ''histerik'' olarak tıbben kabul görülmüş bir cümle*teşhistir ve doğru olandır fakat halk arasında isterik olarak kullanmakla birlikte çok şeyi isteyen anlamı yüklenmiş bir kelimedir ve ben şiirde kullanış tarzınıza karşı olduğumu belirtmek istiyorum çünkü siz şiirde; vazgeçmişlikleri, farkındalıkları ifade ediyorsunuz oysa ki uyku hali ve isterik karmaşaya sürüklüyor şiiri. Ki ‘’onurlu bir bozlak’’ onur yerine; asi, yılgın, dertli,kırgın, deli bozlak demek gibi daha mantıklı ve imgesel olabilir.
Dördüncü parafta ise; ‘’uç böceğim’’ yerine; uç/uçböceğim gibi ayrı yazılarak ve kesme ile daha özgül ve güçlü benzetme olabilirmiş ve ‘’delişmen*panikatak’’ ikisi aynı şeydir aslen ve siz iki aynı anlamı taşıyan cümleyi şiirde kullanarak hatalı davranmışsınız ve devam ederek ‘’ezberde yoldan çıktım’’ diyerek aynı kargaşaya devam etmişsiniz, çünkü sus acı zamanı değil demek delirmek istememektir yani, hani tabir yerindeyse ya ezberinden delireceksin yahut ezber bozup akıllı ve mutlu yaşayacaksın demek istiyorum ki bence şiirinizdeki en zayıf bölüm burasıydı.
‘’Kadınlık uyluklarım’’ dediğiniz bölümde ise; uyluğun kadınlıkla ilgisi yoktur, uyluk her insanda kalça ile bacak bölümü arasındaki kemiktir ve ‘’düş tomurcukları ile betimlenmesi yine anlamsız ve karmaşaya sürüklüyor beni ve türkçe bilgim ile hayal dünyamı.
Son bölüm yine oldukça bilindik ki çokca söylenmiş dizelerden oluşuyor ve fakat hatalar çok açık çünkü burada kullanılan Kasım öznedir ve kasım soru eki olarak değil bulunma hali olarak kullanıldığı için Da bitişik yazılmalıydı ve Kasımdan sonra virgül olamlıydı çünkü özneler, türkçe’de virgül alırlar.
Son olarak diyorum ki; gerek dize yerleşimi gerekse ses ve anlam bütünlüğü olmaması sebebiyle, şiirden ziyade bir hikayenin, kısa ve çok fazla hata içeren anlatımıydı.
*musalla yüzlü ay *serseri bir İstanbuluz ‘’bitişik yazılmak kaydı ile güzeldi.
Fikirlerimi okur ve zaman kaybettiğinizi düşünürseniz; bu kadar uzun yazdığım için sizden özür dileyebilirim.
Güzel bir gün geçirmeniz dileği ile..
Eyvallah
Eskidji tarafından 12/6/2010 4:07:56 AM zamanında düzenlenmiştir.
Siz ise fikrinize uygun kelimelerden ziyade; bir insanın, başka bir insanla saygı ve anlayış çerçevesinde içinde nasıl iletişim kurulacağına dair kelimeler bularak cevaplarsanız; sizi o zaman dikkate alırım !.
Kaldı ki cevap vermeniz gereken yeri şiirin başındaki özgünlük ve imge kasıtlarınızdı.
Öncelikle merhaba Sn. Seber İlk olarak şunu belirteyim; bir yoruma cevap vermenin yahut sorular sormanın üstünüze vasife olup olmadığı düşüncesini taşımanıza üzüldüm, tabi ki şiirlerde olduğu kadar yorumlarda da soru/cevap açıklama/analiz ve doğal olarak tartışmanın da şiir kadar önemli ve kaliteli olması açısından her üyenin şiire yorum yapma hakkı olduğu gibi yorumlara yorum yapma hakkı da olmalı diye düşünüyorum.
Şeytana pabucu ters giydirmenin şiirle alakalı değil toplumun genel davranışı ile ilgili idi ki devamındaki; simitçiden, mendilciye, profesörden gazetecilere kadar ve toplumsal sorunlara ve yanlışlara dair fikir üretmek ve tepki vermek yerine basit şarkı sözleriyle halkı oyalayan bir takım şairlere kadar ki dost bildiğimizin insanların da dahil olduğu genel bir düşünceydi ki ben gerek çevremde, gerekse bulunduğum tüm alanlarda; insanlara karşı haksızlık yapıldığı ve riyakarlık varolduğu sürece; benim fikirlerim ve bu fikirleri tepkiye çevirmem de varolacaktır.
Keşke ‘’şeytana pabucu ters giydirmeye’’ gösterdiğiz dikkati, pabucun devamı içinde gösterseydiniz.
Bir an veya hayatın toplamı derken; benim kastım, yaşadıklarınızı yazıyoruz demek değildir yine dikkat ederseniz ‘’özelinizden’’ diyorum ki bu an ve hayat burada salt biçimde değil daha içseldir ve içsel sadece yaşanmışı, davranışı sunmaktan ziyade düşünüleni de ortaya koymaktır bakımındadır. Şiirlerin yazılış biçimine gelince; size katılmıyorum, çünkü şiir; insanın gerçeği ile hayalinin bileşkesidir, insanın gerçeği ise sadece yaşadığı anlar ve olaylarla sınırlandırılamaz ‘’insanın düşüncesi de’’ kendi gerçeğinden bir parçadır ve bu da demek oluyor ki şair, şiirinde yaşanılan gerçekleri yazmıyorsa; düşündüğü gerçekleri yazıyordur ki bu da hayal dünyasının aslında ne kadar gerçekle örtüşüyor olduğu anlamına gelir ve kişisel düşüncelerimde ise içinde gerçeklik olmayan hiçbir anlatım benim için şiir değildir !. Ve Nietzsche’nin fikirleri ile düşünüp yaşamaktansa kendi düşüncelerimdeki doğruluğu araştırarak yaşamayı tercih ederim.
‘’"Fakat kimsenin, bir başkasına; bilineni, kabul görmemişi; bu sana özgü ve çok doğru, çok güzel diye empoze etmesi yanlış ile kötünün en acımasızıdır“…Bu ve bu gibi edebiyata yatırım yapan ve paylaşıldığım yapıldığı sitelerde,doğru/yanlış yoktur..Aslında,gerçek yaşamlarımızda da yoktur..Kime ve neye göre doğru?Eli kalam tutanlar,yazdıkları ölçüsünde okunur ve değerlendiirilirler..Herhangi bir görüşü,iyi/kötü empoze etme durumu yaşanmaz..Amaç,gelişim ve daha ürtken olabilmek adınadır..Bu söyleminize de katılamadığımı belirtitim..’’
Burada çok büyük yanılgı içindesiniz, çünkü doğru/yanlış iyi/kötü hayatın her alanında vardır ve beni, sizin yorumumu dikkatli okumadığınıza düşünmemi sağlayan sebeplerden biride şu; ‘’Kimsenin, bir başkasına; bilineni, kabul görmemişi; bu sana özgü ve çok doğru, çok güzel diye empoze etmesi yanlış ile kötünün en acımasızıdır" demişim ve yanlış diyorsunuz peki öyleyse bir şiire şöyle başlayın; ‘’kadehimde şarap artığı elimde bir sigara yalnızım’’ Bu söylemler özgün ve imgesel midir ? Ve ben gelip bu tür bir yazımın altına çok özgün ve müthiş imgeler dediğimde, şiir yazma uğraşı veren sizin için iyi bir şey mi yapmış oluyorum ? Diyorsunuz ki çelişkilisiniz ‘’söylem,düşünceden ibarettir,çok fazla karmaşaya yer bırakmayacak şekilde..’’ Samimi ve gerçek düşünceler ifade edilirse evet söylem ve düşünce bir bütündür o vakit, ama tersi olunca nedir ? Yani karmaşaya yer bırakmak düşündüğünü doğru biçimde ve tam olarak söylememek değil midir ! Ve bu Basit ve aldatıcı olmaya yönelik bir eylemdir/söylemdir.
‘’şimdi en kırık vaktidir akşamın’’
Ben bu dizeden hiçbir anlam çıkarmam ki uğraşmam bile çünkü ‘’kırık’’ sözel olarak türkçe’de kendi başına ve yönlü bir ifade, oysa akşam tam tersi ve daha nitelikli ve hayal ve gerçek arası bir olgudur şiirde ve kullanılan kelimeler kendi ağırlığı ile diğer kelimenin yapıcılığını sekteye uğratıyorsa; o kelimeye kullanmak ne doğru ne de mantıklıdır. Ne olabilir örneğin; ‘’kırık yıldızları akşamın’’ ‘’kırıcı vakti akşamın’’
Oysa ki ‘’en kırık vaktidir akşamın’’ dendiğinde hani nereye çekseniz vakti ve akşamı oraya gidecek bir zaafiyete ulaşır ki ortaya karışık atılmış bir laf gibi yani ki olumsuz belirtici unsur ise belirttiğiz gibi ‘’kırık kalp, kırık cam, ayağı kırık masa, kırık bardak’’ dediğimiz vakit kırık cümlesi nesneler ile bütünlük sağlayabilir ama akşam nesne değildir ki Şu daha açık bir ifade olur sanırım; Kırık Ayşe Kırık Hasan Kırık Akşam arasında en ufak bir ifade farklılığı yoktur bence ki ne kadar uygun olabilir ? Ki her kelime bu kadar basit kullanılamaz şiirde. Aynı şeyler yine Kadınlık uyluğunu kelime ve fiziksel anlamı ile Düş tomurcuğu’na betimlemeye kalkarsak, ne gibi anlamlar çıkar düşünün derim, ben telafuz edersem yanlış olur çünkü ! Tıpkı yukarıda söylediğim gibi kelimelerin kendi anlamı bir sonraki cümle ile uyumlu olmazsa karmaşa çıkar ortaya. ‘’özlemler sararken tüm organları’’ Bu dize üzerindeki fikrim değişmedi çünkü kelime yapısına bakarsanız tüm organlar ile tüm beden aynı tarz da bir söyleyiş değildir. Şiirsel ve sade olarak verilmek istendiğinde bence mantıklı ve doğru olanı şöyle olabilirdi; Ölü özlemler sararken ellerimi.
Sondaki ifadenizee ise şunu ekleyebilirim; ben fikirlerim için özür dilemedim, dikkat ederseniz ‘’zaman kaybettiğinizi düşünürseniz’’ (ki asıl vurguyu burada yapmaya çalışıyorum !) ‘’uzun yazdığım için sizden özür dileyebilirim’’ dedim
Kaldı ki doğru veya yanlış, Hiç kimse fikirleri için özür dilememeli !
Güzel bir sohbet olduğunu düşünüyorum ve kendi adıma keyifti
Öncelikle uzun ve bilgi verici ve tutarlı yazının için teşekkür ederim. bir arkadaşımın işraretiyle değerli arkadaşımın yorumunu okudum. Ben her fikre her görüşe saygı duyna değer veren bir yapıdayımdır ve asla nezaketten de ayrılmam kendimce doğruları söylerken...
İki sebepten dolayı cevap vermedim .Her kişiye her fikre cevap vermeyi nezaketten ve o fikre ve sahibine değer vermek adına önemseyen biri olarak...
1- sevgili arkadaşım -sözümona- şairin gelişimine katkıda bulnacağı varsayımıyla girmiş yazısına! Ssizin de buyurduğunuz gibi akıl almaz bir başlangıçla.Artık toyluk mu denmeli, haddini aşmak mı demeli _daha ötesine dilim varmaz_ buna rağmen tutarlı olsa yine amenna derdim. Ama kendi fikirleriyle yorum yapan birini _ ki; konu da şiir üstelik_ yine kendi fikirleriyle üstelik başka bir şairin sayfasında üstelik bu tonda yazma cesareti gösteren biri en kötü şekilde haddini ve maksadını aşan cümleler sarfetmiştir diyerek...
2- değerli şair arkadaşımın sayfasında bu tip ucuz ve şahsi provokeler , ki; şiire ve şaire verdiğim değer dolayısıyla şık ve hoş olmazdı...
Zaten sizin de işaret buyurduğunuz ;
"Yine aynı bölümdeki ‘’özlemler sararken tüm organları’’ derken ‘’kadehteki şarap artığı ve tütün’’ bazı iç organları işaret ediyor diyelim, tüm organlar dendiğinde elle, ayakla, kulakla gözle ve diğerleri ile uyumsuz ve uygunsuz bir durum sergiliyor."
gibi bir yorum görünce, bunu yazan bir arkadaşımın şiirle bağıntısı ve bilgisi hakkında daha çok bilgi sahibi oldum.
ve cevaben;haklısınız, tüm iç organlarını açıp içine özlem ve tütün doldurmalı birer birer ki gerçekçi olsun tanımlama! ya da
tabii yine eller ve ayaklar iç organ olmadığı için, onlara da şırınga etmeli bu özlemi diyebilirdim rahatlıkla... Kişi şiiri beğenir beğenmez ve eleştirebilir buna kimsenin lafı olmaz, ama bir şiiri başka birinin bakış açısına dayandırarak değerlendirmek ne kadar hakkaniyetli ve akılcıdır bu da okurlara kalır...
Şiir okumaya ,okumak da anlamaya tabiidir derken, yine de değerli arkadaşımı daha fazla rencide etmek istemem. Hele öyle ''şeytana ters pabuç filan giydirmek'' gibi densiz bir tanımlama sadece, yazanın terbiye ve nezaket sınırlarını göstermek dışında başka bir işe yaramaz...
Ama ben yine de amacını aşan, ve devamına sahip olamadığı bir yazı olduğu inancıyla kendilerine saygı sunarım... ve bu cevabı sizin yazınız üzerine yazma ihtiyacı hissettim sayın SEBER...
Ayrıca bu yorumu okura açan Seçki Kuruluna ve size minnet dolu teşekkürler ederim. Şiir ve edebiyat şahsi hırs ve kavgalarla bir yere varmaz. Ve iyi şiir kendini savunur ki; zaten okuru gereken cevabı vermiştir...
Şiir sahibi arkadaşımdan da af dilerken, huzura saygılarımı sunarım...
Öncelikle,yorumunuz hakkında birşeler söylemek isterim..Belki çok haddime değil ama,dikkat çekici birkaç noktaya değinmek isterim izninizle..Her ne kadar,yazar arkadaş size ayrıntılı şekilde yazmadıysa da...
Şeytana pabucu ters giydirme ile başiamışsınız yorumunuza..Hangi anlamda,böyle bir girişi baz aldınız bilemiyorum..Şiir hakettiği değerde değil diye mi yorum yaptınız,yoksa başka manalar mı ürettiniz,adıma çok anlayamadım..İçinizden geçenlerin,kaleme,yine çok yansımadığını söylemek isterim..
"Düşünsenize bir an veya hayatınızın tüm toplamını, özelinizden çıkarıp, insanların düşüncesine sunuyorsunuz ki bu hayat ve yaşanılan anlar başka insanlarınkine öyle çok benziyor ki dünya sanki tek bir insandan gelmedir iddiasını güçlü kılıyor hayatın"
Bu sözünüze eleştirel bir gözle bakmak isterim...Hepimiz,duygularımızca birşeyler karalıyoruz..Bunun takdiri ve güzelliği tamamen okura ait..Şunu söylemek isterim ki,nerden biliyorsunuz,insanların özel hayatlarından bir bölüm veya bütününü sunduğunu,deklare ettiğini?Bunu kestirmek,hemen hemen olanaksız,belki bir ipucu edinebilmek mümkün,ama tam olarak kestirebilmek asla mümkün değil...Nietzsche fikren "dünyanın en büyük yalancıları şairlerdir,hayal ile gerçeği ne zaman ve nasıl söyleyecekleri bilinmez,ayırt etmek zordur,hatta öyle ki,zaman gelir kendi söylediği yalanı gerçek gibi düşler ve inanırlar" der...Bu anlamda,şiirleri irdeleyip,insanlar hakkında fikir sahibi olabilmek oldukça zordur..
"Fakat kimsenin, bir başkasına; bilineni, kabul görmemişi; bu sana özgü ve çok doğru, çok güzel diye empoze etmesi yanlış ile kötünün en acımasızıdır"
Bu ve bu gibi edebiyata yatırım yapan ve paylaşıldığım yapıldığı sitelerde,doğru/yanlış yoktur..Aslında,gerçek yaşamlarımızda da yoktur..Kime ve neye göre doğru?Eli kalam tutanlar,yazdıkları ölçüsünde okunur ve değerlendiirilirler..Herhangi bir görüşü,iyi/kötü empoze etme durumu yaşanmaz..Amaç,gelişim ve daha ürtken olabilmek adınadır..Bu söyleminize de katılamadığımı belirtitim..
"Söylem diyorum; düşünce değil."
Söylem,düşünceden ibarettir,çok fazla karmaşaya yer bırakmayacak şekşlde...
"Ama şiirlerde kullanmak için ne vakite ne de akşama uyarlamak mantıklı, doğru ve estetik gelmiyor bana ki şiirde de olmamış bence.
İyi anlatılmış bir kelime için,çok fazla yoğunluklu eleştiri diydüşünüyorum.."şimdi en kırık vaktidir akşamın"..çok fazla söze mahal bırakmayacak kadar net bir cümledir..Kırık bir akşam,bir olumsuzluk belirtir..Kırık sopa,kırık bardak,kırık kalp,kırık cam vs gibi..on derece anlaşılır bir şekilde yazar,"kırık akşam1 ifadesi ile,olagelen bir süreci yorumlamış ve belitmiştir..Burada da,çok fazla maceraperest düşünmeye gerek yoktur..Kırık bir akşam,söylencesi hedefine ulaçmıştır..
"Yine aynı bölümdeki ‘’özlemler sararken tüm organları’’ derken ‘’kadehteki şarap artığı ve tütün’’ bazı iç organları işaret ediyor diyelim, tüm organlar dendiğinde elle, ayakla, kulakla gözle ve diğerleri ile uyumsuz ve uygunsuz bir durum sergiliyor."
Bu yorumunuzu da,affedersiniz,hayretle karşıladım...Bir kere şunu iyi kavramak lazım,şiirlerde illa her dizenin birbirini kovalaması gerekli değil..Yani uyum anlamında,üstteki dize,alttaki ile sıra takip etmemiş demek,çok olası ve elzem değil kanımca..Dizeler arası uyum,elbette önemli,ama öncelikle ne anlatmak istenmiş,iyi irdelenmeli...Burada yazar,özlemlerin tüm bedeni sardığından söz etmiştir..Buna organ demekle,bunu iç organ olarak algılamak,oldukça hayalperest bir yaklaşım.. Kaldı ki,"özalemler sararken tüm organları,kadehlerde kalan,biraz şarap artığı,tütün ve yalnızlık" denmesi,çok anormal değil,hele uyumsuz hiç değil..Belki,geriye kalan kadaehte şarap artğı,biraz tütün ve bol yalnızlık" denebilirdi,ama tamamen yazar takdiridir kanımca...
"Ki şiirin bu ilk bölümü için özgün ve çok güzel imgeler denmiş !, oysa ki bu bölüm ne özgün ne de her hangi bir imge taşıyor çünkü buna benzer dörtlükleri, kelime dizimleri bir çok şiir ve sıradan her hangi bir yazıda yüzlerce kez görmüşüzdür, kendi adıma ben gördüm."
Anlayamadığım birşey var..Şiirlerde temalar,milyon adet değil..Ayrılık ve hüzün en çok işlenen konular,reel yaşantılarımızın neredeyse kaçınılmazı...Hal böyle iken,bir ayrılık şiirinde,başka ne tür bir giriş bekleyebiliriz ki?Neden bir çok şiir girişine benzediği çok açık değil mi?Anlatılan konu aynı olunca,pek çok şiir girişi,birbirine benzeyecektir..Bence,bunu bir bütün içinde değerlendirmek gerekli..Giriş ve final,şiirlerin en önemli bölümleri..Çok sıradan gibi anlatılmış olması,bence basit ve yalın ama güzel bir şekişilde anlatılmış olmasının açık göstergesi..Çok basit ifadeyle,sana birisi yemek yeken afiyet olsun derse,cevabı teşekkür etmektir..Bunu banal ve sıradan bulamazsınız,gereği budur,sırf farklı olmak adına başka şeyler diyemezsiniz..Bunu iyi kavramak gerek,bazen ya da çoğu kez şiirler birbirine benzer,ama anlatış tarzı,kelime haznesi farklıdır..Bunu yüzlerce şiirde gördük diye,farklı bir yapı geliştirme peşine düşmenin bir alemi yoktur...
"Dördüncü parafta ise; ‘’uç böceğim’’ yerine; uç/uçböceğim gibi ayrı yazılarak ve kesme ile daha özgül ve güçlü benzetme olabilirmiş ve ‘’delişmen*panikatak’’ ikisi aynı şeydir aslen ve siz iki aynı anlamı taşıyan cümleyi şiirde kullanarak hatalı davranmışsınız ve devam ederek ‘’ezberde yoldan çıktım’’ diyerek aynı kargaşaya devam etmişsiniz, çünkü sus acı zamanı değil demek delirmek istememektir yani, hani tabir yerindeyse ya ezberinden delireceksin yahut ezber bozup akıllı ve mutlu yaşayacaksın demek istiyorum ki bence şiirinizdeki en zayıf bölüm burasıydı."
Bu kıtada bir karmaşa ve anlam yitikliği olduğu konusunda yorumunuza katılıyorum..Katılmadığım,"isterik" konusu..Yahu,şair arkadaş uykusunda isterik hal almaktadır,kime ne..Buna diyebilir miyiz,uyku ve isterik birbiriyle bağdaşmaz diye..İmgelemi o şekilde ve farzedelim ki,o manada uçuk bir yaklaşım göstermiş...
" ’Kadınlık uyluklarım’’ dediğiniz bölümde ise; uyluğun kadınlıkla ilgisi yoktur, uyluk her insanda kalça ile bacak bölümü arasındaki kemiktir ve ‘’düş tomurcukları ile betimlenmesi yine anlamsız ve karmaşaya sürüklüyor beni ve türkçe bilgim ile hayal dünyamı"
Burada da size katılıyorum..Mecazen dahi olsa,"kadın uyluklarım" veya "kadın uyluğum" denmeliydi gibi sanki...Katılmadığım nokta,"düş tomurcukları"..İmgesel olarak kullanılmış ve çok abes görünmeyen bir cümle...
Şiirde,evet imla hataları var,ama bu çok ciddi boyutlarda değil...Neticede,ben de şiir hakkında bir yorumda bulunursam,eksikler var tamam ama başarılı bir çalışma olarak görüyorum..Anlatılmak istenenin,okura verildiği kanaatindeyim..Mutlaka,çok daha iyisi olabilirdi,bu şiirsel ve kişisel gelişimimiz ile alakalı..Hangimiz,üzerine tek eleştiri yazılamayacak şiirler yazıyoruz ki..Bu,üstadlar için de geçerli..Orhan Veliler,Ümüt Yaşarlar,bir yerden başlayarak ve kendilerini gelistirerekl bir yere gelmişler..Yoksa,onların da yetme şiirleri,eleştirel birçok nokta dolu..
"Fikirlerimi okur ve zaman kaybettiğinizi düşünürseniz; bu kadar uzun yazdığım için sizden özür dileyebilirim."
Son olarak,bu iki cümleye değinmek isterim..Şiir veya sanat üzerinde net fikirler üretileret tartışılması gereken ve gelişimine meyil gösteren edebi türkler..Benim yazdığıma siz katılmazsınız,sizinkine ben..Önemli olan,seviyeli bir şekilde tartışmak ve bundan kendimize paylar çıkarmak,öğrenmek ve dinlemektir..Fikirlerinizi,çok güzel bir şekilde yazmışsınız,katılırız,katılmayız,ama size özgü düşüğnce hareketidir yazdıklarınız..Son cümlenniz beni oldukça şaşırttı..Oysa yazdıklarınızın arkasında durabilmeliydiniz,özür dilemek yerine..Bir centilmenlik gösterisi ile bitmemeliydi yazdıklarınız..
Yorumunuza,şiir çerçevesinde yorum ile katıldım ve her bir cümlemin,kendimce ve şiir adına olduğunu bilmenizi isterim..Ve,herhangi bir taraf olarak fikir beyan etmediğimi bilmenizi isterimŞair arkadaşımızı da kutlarım,emeklerine teşekkür ederim
Teşekkür ediyorum zahmet verip şiiri en ince ayrıntısına kadar incelemişsiniz. Bu benim için önemli. Öneri ve eleştirilerinizi dikkate alacağım. Saygılarımla..
Siz ise fikrinize uygun kelimelerden ziyade; bir insanın, başka bir insanla saygı ve anlayış çerçevesinde içinde nasıl iletişim kurulacağına dair kelimeler bularak cevaplarsanız; sizi o zaman dikkate alırım !.
Kaldı ki cevap vermeniz gereken yeri şiirin başındaki özgünlük ve imge kasıtlarınızdı.
Öncelikle merhaba Sn. Seber İlk olarak şunu belirteyim; bir yoruma cevap vermenin yahut sorular sormanın üstünüze vasife olup olmadığı düşüncesini taşımanıza üzüldüm, tabi ki şiirlerde olduğu kadar yorumlarda da soru/cevap açıklama/analiz ve doğal olarak tartışmanın da şiir kadar önemli ve kaliteli olması açısından her üyenin şiire yorum yapma hakkı olduğu gibi yorumlara yorum yapma hakkı da olmalı diye düşünüyorum.
Şeytana pabucu ters giydirmenin şiirle alakalı değil toplumun genel davranışı ile ilgili idi ki devamındaki; simitçiden, mendilciye, profesörden gazetecilere kadar ve toplumsal sorunlara ve yanlışlara dair fikir üretmek ve tepki vermek yerine basit şarkı sözleriyle halkı oyalayan bir takım şairlere kadar ki dost bildiğimizin insanların da dahil olduğu genel bir düşünceydi ki ben gerek çevremde, gerekse bulunduğum tüm alanlarda; insanlara karşı haksızlık yapıldığı ve riyakarlık varolduğu sürece; benim fikirlerim ve bu fikirleri tepkiye çevirmem de varolacaktır.
Keşke ‘’şeytana pabucu ters giydirmeye’’ gösterdiğiz dikkati, pabucun devamı içinde gösterseydiniz.
Bir an veya hayatın toplamı derken; benim kastım, yaşadıklarınızı yazıyoruz demek değildir yine dikkat ederseniz ‘’özelinizden’’ diyorum ki bu an ve hayat burada salt biçimde değil daha içseldir ve içsel sadece yaşanmışı, davranışı sunmaktan ziyade düşünüleni de ortaya koymaktır bakımındadır. Şiirlerin yazılış biçimine gelince; size katılmıyorum, çünkü şiir; insanın gerçeği ile hayalinin bileşkesidir, insanın gerçeği ise sadece yaşadığı anlar ve olaylarla sınırlandırılamaz ‘’insanın düşüncesi de’’ kendi gerçeğinden bir parçadır ve bu da demek oluyor ki şair, şiirinde yaşanılan gerçekleri yazmıyorsa; düşündüğü gerçekleri yazıyordur ki bu da hayal dünyasının aslında ne kadar gerçekle örtüşüyor olduğu anlamına gelir ve kişisel düşüncelerimde ise içinde gerçeklik olmayan hiçbir anlatım benim için şiir değildir !. Ve Nietzsche’nin fikirleri ile düşünüp yaşamaktansa kendi düşüncelerimdeki doğruluğu araştırarak yaşamayı tercih ederim.
‘’"Fakat kimsenin, bir başkasına; bilineni, kabul görmemişi; bu sana özgü ve çok doğru, çok güzel diye empoze etmesi yanlış ile kötünün en acımasızıdır“…Bu ve bu gibi edebiyata yatırım yapan ve paylaşıldığım yapıldığı sitelerde,doğru/yanlış yoktur..Aslında,gerçek yaşamlarımızda da yoktur..Kime ve neye göre doğru?Eli kalam tutanlar,yazdıkları ölçüsünde okunur ve değerlendiirilirler..Herhangi bir görüşü,iyi/kötü empoze etme durumu yaşanmaz..Amaç,gelişim ve daha ürtken olabilmek adınadır..Bu söyleminize de katılamadığımı belirtitim..’’
Burada çok büyük yanılgı içindesiniz, çünkü doğru/yanlış iyi/kötü hayatın her alanında vardır ve beni, sizin yorumumu dikkatli okumadığınıza düşünmemi sağlayan sebeplerden biride şu; ‘’Kimsenin, bir başkasına; bilineni, kabul görmemişi; bu sana özgü ve çok doğru, çok güzel diye empoze etmesi yanlış ile kötünün en acımasızıdır" demişim ve yanlış diyorsunuz peki öyleyse bir şiire şöyle başlayın; ‘’kadehimde şarap artığı elimde bir sigara yalnızım’’ Bu söylemler özgün ve imgesel midir ? Ve ben gelip bu tür bir yazımın altına çok özgün ve müthiş imgeler dediğimde, şiir yazma uğraşı veren sizin için iyi bir şey mi yapmış oluyorum ? Diyorsunuz ki çelişkilisiniz ‘’söylem,düşünceden ibarettir,çok fazla karmaşaya yer bırakmayacak şekilde..’’ Samimi ve gerçek düşünceler ifade edilirse evet söylem ve düşünce bir bütündür o vakit, ama tersi olunca nedir ? Yani karmaşaya yer bırakmak düşündüğünü doğru biçimde ve tam olarak söylememek değil midir ! Ve bu Basit ve aldatıcı olmaya yönelik bir eylemdir/söylemdir.
‘’şimdi en kırık vaktidir akşamın’’
Ben bu dizeden hiçbir anlam çıkarmam ki uğraşmam bile çünkü ‘’kırık’’ sözel olarak türkçe’de kendi başına ve yönlü bir ifade, oysa akşam tam tersi ve daha nitelikli ve hayal ve gerçek arası bir olgudur şiirde ve kullanılan kelimeler kendi ağırlığı ile diğer kelimenin yapıcılığını sekteye uğratıyorsa; o kelimeye kullanmak ne doğru ne de mantıklıdır. Ne olabilir örneğin; ‘’kırık yıldızları akşamın’’ ‘’kırıcı vakti akşamın’’
Oysa ki ‘’en kırık vaktidir akşamın’’ dendiğinde hani nereye çekseniz vakti ve akşamı oraya gidecek bir zaafiyete ulaşır ki ortaya karışık atılmış bir laf gibi yani ki olumsuz belirtici unsur ise belirttiğiz gibi ‘’kırık kalp, kırık cam, ayağı kırık masa, kırık bardak’’ dediğimiz vakit kırık cümlesi nesneler ile bütünlük sağlayabilir ama akşam nesne değildir ki Şu daha açık bir ifade olur sanırım; Kırık Ayşe Kırık Hasan Kırık Akşam arasında en ufak bir ifade farklılığı yoktur bence ki ne kadar uygun olabilir ? Ki her kelime bu kadar basit kullanılamaz şiirde. Aynı şeyler yine Kadınlık uyluğunu kelime ve fiziksel anlamı ile Düş tomurcuğu’na betimlemeye kalkarsak, ne gibi anlamlar çıkar düşünün derim, ben telafuz edersem yanlış olur çünkü ! Tıpkı yukarıda söylediğim gibi kelimelerin kendi anlamı bir sonraki cümle ile uyumlu olmazsa karmaşa çıkar ortaya. ‘’özlemler sararken tüm organları’’ Bu dize üzerindeki fikrim değişmedi çünkü kelime yapısına bakarsanız tüm organlar ile tüm beden aynı tarz da bir söyleyiş değildir. Şiirsel ve sade olarak verilmek istendiğinde bence mantıklı ve doğru olanı şöyle olabilirdi; Ölü özlemler sararken ellerimi.
Sondaki ifadenizee ise şunu ekleyebilirim; ben fikirlerim için özür dilemedim, dikkat ederseniz ‘’zaman kaybettiğinizi düşünürseniz’’ (ki asıl vurguyu burada yapmaya çalışıyorum !) ‘’uzun yazdığım için sizden özür dileyebilirim’’ dedim
Kaldı ki doğru veya yanlış, Hiç kimse fikirleri için özür dilememeli !
Güzel bir sohbet olduğunu düşünüyorum ve kendi adıma keyifti
Öncelikle uzun ve bilgi verici ve tutarlı yazının için teşekkür ederim. bir arkadaşımın işraretiyle değerli arkadaşımın yorumunu okudum. Ben her fikre her görüşe saygı duyna değer veren bir yapıdayımdır ve asla nezaketten de ayrılmam kendimce doğruları söylerken...
İki sebepten dolayı cevap vermedim .Her kişiye her fikre cevap vermeyi nezaketten ve o fikre ve sahibine değer vermek adına önemseyen biri olarak...
1- sevgili arkadaşım -sözümona- şairin gelişimine katkıda bulnacağı varsayımıyla girmiş yazısına! Ssizin de buyurduğunuz gibi akıl almaz bir başlangıçla.Artık toyluk mu denmeli, haddini aşmak mı demeli _daha ötesine dilim varmaz_ buna rağmen tutarlı olsa yine amenna derdim. Ama kendi fikirleriyle yorum yapan birini _ ki; konu da şiir üstelik_ yine kendi fikirleriyle üstelik başka bir şairin sayfasında üstelik bu tonda yazma cesareti gösteren biri en kötü şekilde haddini ve maksadını aşan cümleler sarfetmiştir diyerek...
2- değerli şair arkadaşımın sayfasında bu tip ucuz ve şahsi provokeler , ki; şiire ve şaire verdiğim değer dolayısıyla şık ve hoş olmazdı...
Zaten sizin de işaret buyurduğunuz ;
"Yine aynı bölümdeki ‘’özlemler sararken tüm organları’’ derken ‘’kadehteki şarap artığı ve tütün’’ bazı iç organları işaret ediyor diyelim, tüm organlar dendiğinde elle, ayakla, kulakla gözle ve diğerleri ile uyumsuz ve uygunsuz bir durum sergiliyor."
gibi bir yorum görünce, bunu yazan bir arkadaşımın şiirle bağıntısı ve bilgisi hakkında daha çok bilgi sahibi oldum.
ve cevaben;haklısınız, tüm iç organlarını açıp içine özlem ve tütün doldurmalı birer birer ki gerçekçi olsun tanımlama! ya da
tabii yine eller ve ayaklar iç organ olmadığı için, onlara da şırınga etmeli bu özlemi diyebilirdim rahatlıkla... Kişi şiiri beğenir beğenmez ve eleştirebilir buna kimsenin lafı olmaz, ama bir şiiri başka birinin bakış açısına dayandırarak değerlendirmek ne kadar hakkaniyetli ve akılcıdır bu da okurlara kalır...
Şiir okumaya ,okumak da anlamaya tabiidir derken, yine de değerli arkadaşımı daha fazla rencide etmek istemem. Hele öyle ''şeytana ters pabuç filan giydirmek'' gibi densiz bir tanımlama sadece, yazanın terbiye ve nezaket sınırlarını göstermek dışında başka bir işe yaramaz...
Ama ben yine de amacını aşan, ve devamına sahip olamadığı bir yazı olduğu inancıyla kendilerine saygı sunarım... ve bu cevabı sizin yazınız üzerine yazma ihtiyacı hissettim sayın SEBER...
Ayrıca bu yorumu okura açan Seçki Kuruluna ve size minnet dolu teşekkürler ederim. Şiir ve edebiyat şahsi hırs ve kavgalarla bir yere varmaz. Ve iyi şiir kendini savunur ki; zaten okuru gereken cevabı vermiştir...
Şiir sahibi arkadaşımdan da af dilerken, huzura saygılarımı sunarım...
Öncelikle,yorumunuz hakkında birşeler söylemek isterim..Belki çok haddime değil ama,dikkat çekici birkaç noktaya değinmek isterim izninizle..Her ne kadar,yazar arkadaş size ayrıntılı şekilde yazmadıysa da...
Şeytana pabucu ters giydirme ile başiamışsınız yorumunuza..Hangi anlamda,böyle bir girişi baz aldınız bilemiyorum..Şiir hakettiği değerde değil diye mi yorum yaptınız,yoksa başka manalar mı ürettiniz,adıma çok anlayamadım..İçinizden geçenlerin,kaleme,yine çok yansımadığını söylemek isterim..
"Düşünsenize bir an veya hayatınızın tüm toplamını, özelinizden çıkarıp, insanların düşüncesine sunuyorsunuz ki bu hayat ve yaşanılan anlar başka insanlarınkine öyle çok benziyor ki dünya sanki tek bir insandan gelmedir iddiasını güçlü kılıyor hayatın"
Bu sözünüze eleştirel bir gözle bakmak isterim...Hepimiz,duygularımızca birşeyler karalıyoruz..Bunun takdiri ve güzelliği tamamen okura ait..Şunu söylemek isterim ki,nerden biliyorsunuz,insanların özel hayatlarından bir bölüm veya bütününü sunduğunu,deklare ettiğini?Bunu kestirmek,hemen hemen olanaksız,belki bir ipucu edinebilmek mümkün,ama tam olarak kestirebilmek asla mümkün değil...Nietzsche fikren "dünyanın en büyük yalancıları şairlerdir,hayal ile gerçeği ne zaman ve nasıl söyleyecekleri bilinmez,ayırt etmek zordur,hatta öyle ki,zaman gelir kendi söylediği yalanı gerçek gibi düşler ve inanırlar" der...Bu anlamda,şiirleri irdeleyip,insanlar hakkında fikir sahibi olabilmek oldukça zordur..
"Fakat kimsenin, bir başkasına; bilineni, kabul görmemişi; bu sana özgü ve çok doğru, çok güzel diye empoze etmesi yanlış ile kötünün en acımasızıdır"
Bu ve bu gibi edebiyata yatırım yapan ve paylaşıldığım yapıldığı sitelerde,doğru/yanlış yoktur..Aslında,gerçek yaşamlarımızda da yoktur..Kime ve neye göre doğru?Eli kalam tutanlar,yazdıkları ölçüsünde okunur ve değerlendiirilirler..Herhangi bir görüşü,iyi/kötü empoze etme durumu yaşanmaz..Amaç,gelişim ve daha ürtken olabilmek adınadır..Bu söyleminize de katılamadığımı belirtitim..
"Söylem diyorum; düşünce değil."
Söylem,düşünceden ibarettir,çok fazla karmaşaya yer bırakmayacak şekşlde...
"Ama şiirlerde kullanmak için ne vakite ne de akşama uyarlamak mantıklı, doğru ve estetik gelmiyor bana ki şiirde de olmamış bence.
İyi anlatılmış bir kelime için,çok fazla yoğunluklu eleştiri diydüşünüyorum.."şimdi en kırık vaktidir akşamın"..çok fazla söze mahal bırakmayacak kadar net bir cümledir..Kırık bir akşam,bir olumsuzluk belirtir..Kırık sopa,kırık bardak,kırık kalp,kırık cam vs gibi..on derece anlaşılır bir şekilde yazar,"kırık akşam1 ifadesi ile,olagelen bir süreci yorumlamış ve belitmiştir..Burada da,çok fazla maceraperest düşünmeye gerek yoktur..Kırık bir akşam,söylencesi hedefine ulaçmıştır..
"Yine aynı bölümdeki ‘’özlemler sararken tüm organları’’ derken ‘’kadehteki şarap artığı ve tütün’’ bazı iç organları işaret ediyor diyelim, tüm organlar dendiğinde elle, ayakla, kulakla gözle ve diğerleri ile uyumsuz ve uygunsuz bir durum sergiliyor."
Bu yorumunuzu da,affedersiniz,hayretle karşıladım...Bir kere şunu iyi kavramak lazım,şiirlerde illa her dizenin birbirini kovalaması gerekli değil..Yani uyum anlamında,üstteki dize,alttaki ile sıra takip etmemiş demek,çok olası ve elzem değil kanımca..Dizeler arası uyum,elbette önemli,ama öncelikle ne anlatmak istenmiş,iyi irdelenmeli...Burada yazar,özlemlerin tüm bedeni sardığından söz etmiştir..Buna organ demekle,bunu iç organ olarak algılamak,oldukça hayalperest bir yaklaşım.. Kaldı ki,"özalemler sararken tüm organları,kadehlerde kalan,biraz şarap artığı,tütün ve yalnızlık" denmesi,çok anormal değil,hele uyumsuz hiç değil..Belki,geriye kalan kadaehte şarap artğı,biraz tütün ve bol yalnızlık" denebilirdi,ama tamamen yazar takdiridir kanımca...
"Ki şiirin bu ilk bölümü için özgün ve çok güzel imgeler denmiş !, oysa ki bu bölüm ne özgün ne de her hangi bir imge taşıyor çünkü buna benzer dörtlükleri, kelime dizimleri bir çok şiir ve sıradan her hangi bir yazıda yüzlerce kez görmüşüzdür, kendi adıma ben gördüm."
Anlayamadığım birşey var..Şiirlerde temalar,milyon adet değil..Ayrılık ve hüzün en çok işlenen konular,reel yaşantılarımızın neredeyse kaçınılmazı...Hal böyle iken,bir ayrılık şiirinde,başka ne tür bir giriş bekleyebiliriz ki?Neden bir çok şiir girişine benzediği çok açık değil mi?Anlatılan konu aynı olunca,pek çok şiir girişi,birbirine benzeyecektir..Bence,bunu bir bütün içinde değerlendirmek gerekli..Giriş ve final,şiirlerin en önemli bölümleri..Çok sıradan gibi anlatılmış olması,bence basit ve yalın ama güzel bir şekişilde anlatılmış olmasının açık göstergesi..Çok basit ifadeyle,sana birisi yemek yeken afiyet olsun derse,cevabı teşekkür etmektir..Bunu banal ve sıradan bulamazsınız,gereği budur,sırf farklı olmak adına başka şeyler diyemezsiniz..Bunu iyi kavramak gerek,bazen ya da çoğu kez şiirler birbirine benzer,ama anlatış tarzı,kelime haznesi farklıdır..Bunu yüzlerce şiirde gördük diye,farklı bir yapı geliştirme peşine düşmenin bir alemi yoktur...
"Dördüncü parafta ise; ‘’uç böceğim’’ yerine; uç/uçböceğim gibi ayrı yazılarak ve kesme ile daha özgül ve güçlü benzetme olabilirmiş ve ‘’delişmen*panikatak’’ ikisi aynı şeydir aslen ve siz iki aynı anlamı taşıyan cümleyi şiirde kullanarak hatalı davranmışsınız ve devam ederek ‘’ezberde yoldan çıktım’’ diyerek aynı kargaşaya devam etmişsiniz, çünkü sus acı zamanı değil demek delirmek istememektir yani, hani tabir yerindeyse ya ezberinden delireceksin yahut ezber bozup akıllı ve mutlu yaşayacaksın demek istiyorum ki bence şiirinizdeki en zayıf bölüm burasıydı."
Bu kıtada bir karmaşa ve anlam yitikliği olduğu konusunda yorumunuza katılıyorum..Katılmadığım,"isterik" konusu..Yahu,şair arkadaş uykusunda isterik hal almaktadır,kime ne..Buna diyebilir miyiz,uyku ve isterik birbiriyle bağdaşmaz diye..İmgelemi o şekilde ve farzedelim ki,o manada uçuk bir yaklaşım göstermiş...
" ’Kadınlık uyluklarım’’ dediğiniz bölümde ise; uyluğun kadınlıkla ilgisi yoktur, uyluk her insanda kalça ile bacak bölümü arasındaki kemiktir ve ‘’düş tomurcukları ile betimlenmesi yine anlamsız ve karmaşaya sürüklüyor beni ve türkçe bilgim ile hayal dünyamı"
Burada da size katılıyorum..Mecazen dahi olsa,"kadın uyluklarım" veya "kadın uyluğum" denmeliydi gibi sanki...Katılmadığım nokta,"düş tomurcukları"..İmgesel olarak kullanılmış ve çok abes görünmeyen bir cümle...
Şiirde,evet imla hataları var,ama bu çok ciddi boyutlarda değil...Neticede,ben de şiir hakkında bir yorumda bulunursam,eksikler var tamam ama başarılı bir çalışma olarak görüyorum..Anlatılmak istenenin,okura verildiği kanaatindeyim..Mutlaka,çok daha iyisi olabilirdi,bu şiirsel ve kişisel gelişimimiz ile alakalı..Hangimiz,üzerine tek eleştiri yazılamayacak şiirler yazıyoruz ki..Bu,üstadlar için de geçerli..Orhan Veliler,Ümüt Yaşarlar,bir yerden başlayarak ve kendilerini gelistirerekl bir yere gelmişler..Yoksa,onların da yetme şiirleri,eleştirel birçok nokta dolu..
"Fikirlerimi okur ve zaman kaybettiğinizi düşünürseniz; bu kadar uzun yazdığım için sizden özür dileyebilirim."
Son olarak,bu iki cümleye değinmek isterim..Şiir veya sanat üzerinde net fikirler üretileret tartışılması gereken ve gelişimine meyil gösteren edebi türkler..Benim yazdığıma siz katılmazsınız,sizinkine ben..Önemli olan,seviyeli bir şekilde tartışmak ve bundan kendimize paylar çıkarmak,öğrenmek ve dinlemektir..Fikirlerinizi,çok güzel bir şekilde yazmışsınız,katılırız,katılmayız,ama size özgü düşüğnce hareketidir yazdıklarınız..Son cümlenniz beni oldukça şaşırttı..Oysa yazdıklarınızın arkasında durabilmeliydiniz,özür dilemek yerine..Bir centilmenlik gösterisi ile bitmemeliydi yazdıklarınız..
Yorumunuza,şiir çerçevesinde yorum ile katıldım ve her bir cümlemin,kendimce ve şiir adına olduğunu bilmenizi isterim..Ve,herhangi bir taraf olarak fikir beyan etmediğimi bilmenizi isterimŞair arkadaşımızı da kutlarım,emeklerine teşekkür ederim
Teşekkür ediyorum zahmet verip şiiri en ince ayrıntısına kadar incelemişsiniz. Bu benim için önemli. Öneri ve eleştirilerinizi dikkate alacağım. Saygılarımla..
İnsanların korkuları, özlemleri, ütopyaları ve bencillikleri şiirde umarsızca oluşur. Şiir dilinin bazen hayasız, bazen de saklı bir şekilde iletişim kurduğunu ve bu fonksiyonun dizelerde gerçekleştiğini şiirle her cebelleşen kişi bilir! Ben her zaman şuna inanmışımdır; hayvanların dili ve anlaşma hali ne ise, insanların da kendini anlatma ve anlaşma hali şiirdir. Şiir asla samimiyeti bozmaz. Ne kadar sahtekârlık yapmaya çalışırsanız çalışın asla içtenliğinizi gizleyemezsiniz!
Bu bağlamı doğru kabullenerek şiire bakmak gerekir.
Şimdi şiir dönelim.
Sade bir giriş var!
N diyor şairimiz.
şimdi en kırık vaktidir akşamın
N demek “kırık” ya da kırılma… Şöyle algılamak gerekir bence; bitme, kopma, sakatlanma… Başka bir anlam çıkmaz bu ‘kırık’lıktan.
İkinci dizede ise,
çalar bir başınalığın çanı, diyor şairimiz. başınalık…ne demektir! Bu kelimeyi anlamadan geçmek olmaz! (Kaç kişi anlamadan bu şiire övgü yağdırdı ve yağdıracak bilemem!) Divanü Lügati’t- Türk‘de ; anası hatun, babası ortalık adamı olan gençlere verilen ad. Yani serseri… Yani vurdumduymaz… Yani sorumsuz… Ve daha yanisi var ama burada söylemeyelim!
Tekrar ilk iki dizeye dönelim.
şimdi en kırık vaktidir akşamın çalar bir başınalığın çanı
Akşam..Şiirde genellikle bir ömrün son basamağını anlatır.. Ve akşamın olduğu yerde bir kırılma var demiştik. O zaman şöyle düşünmek gerekir. Ömrün son yokuşunda (aşktan, hayattan, zevkten, umuttan…) kopuşun habercisidir ( serseriliğin, vurdumduymazlığın, sorumsuzluğun ve de…)
sonraki dizeler
gün kanayan kızıl bir ahenk ( ki bu dizenin şiirdeki bölümünde yardımcı bir elaman yükü olduğu kesin!)
ölü özlemler sararken tüm organları
Bunda anlaşılmayacak bir şey yok… Özlemlerin bittiğini söylüyor şair. Ve sonraki dizelerde de;
kadehlerde kalan ( demek ki yarım bir şeyler var yaşanması gereken= biraz şarap artığı ( zevk ve aşk…) tütün ve yalnızlık
kadehlerde kalan biraz şarap artığının sonucu tütün ve yalnızlık. Yani nikotin, yani alışkanlık ve yalnızlık!
Şairinden özür dileyerek şunu söylemek isterim ki; Her zaman herhangi bir şiirin giriş ve bitimine bakmışımdır. Gerisi benim için süslemedir. Çünkü, her şiirin duygularını ve niyetini ve de anlatmak istediğini girişte alırım; son dizelerde ise ne demek istediğini anlarım!
O zaman son dizeler bakalım.
gel istersen istersen kaybol kasım da öznelerini yitirmiş cümlelerin içinde
Umursamaz tavır ve duygular, belki de sitem burada da devam ediyor… Daha doğrusu son noktayı koyuyor… Amma! Burada yanlış bir şey var gibi.
Bakın! Gel istersen, diyor şair, istersen kaybol… Ve devam ediyor kasım da öznelerini yitirmiş cümlelerdin içinde.. Bir. Eğer şu şekilde okursak (ki yazılış böyle) kasım burada özne! Ve kasım da öznelerini yitirmiş cümlelerin içinde, diyor şair. İki. gel istersen (ikinci tekil) kasım da öznelerini… Eğer böyle ise, “…kasım da…” değil, kasımda olmalıydı. Yani bağlaç değil bulunma haliyle…
Tebriklerimle… Çok güzel bir şiirdi. Ve yerine yakışmış işte!
VE ŞARİN SAYFASINDAN ŞUNU SÖYLEMEK İSTERİM. ŞİİR, AŞK KADAR İÇTEN, DİPLOMATİK DİL KADAR HASSAS OLMALIDIR!
ÖmerNazmi tarafından 12/6/2010 3:40:58 AM zamanında düzenlenmiştir.
Teşekkür ediyorum, önerilerinizi ivedilikle dikkate aldım. Ve gereken düzeltmeyi son mısrada yaptım. Bundan sonra da aynı özeni göstereceğim. Saygılarımla..
Teşekkür ediyorum, önerilerinizi ivedilikle dikkate aldım. Ve gereken düzeltmeyi son mısrada yaptım. Bundan sonra da aynı özeni göstereceğim. Saygılarımla..
Şiir mi soruyorsunuz? Aha burada! Sevda mı arıyorsunuz? Aha yukarda. İmge mi diyorsunuz? Ondan da var. Betimleme mi? Kararı kadar. E o zaman. Acıkmıştık doyduk. Baş üstüne koyduk. Zihnine sağlık. Saygılar
Can evimden vurdum kendimi Sıyırıp tenimin derisini Dişledim kemiklerimde kalan giden tenleri Ki! Yazdığım son masalın içsel tedirginliğiydi Dudaklarıma düşen ayazın Çingene ateşinde yanan Bütün düşleri
sus acı zamanı değil eskiye dair söylemlerin on yedi yaşımdan bahsetme bana altmışımdan da.. uç böceğim delişmen şarkılar panikatak ezberde yoldan çıktım
çiğdem hanım, güçlü tasvirlerle bezenmiş ,yeterince anlaşılabilmesi için bir kaç kez ayni satırların okunmasını gerektiren bir derinlik.. başarılı bir şiir çalışması olmuş..tebrike diyorum.
sus acı zamanı değil eskiye dair söylemlerin on yedi yaşımdan bahsetme bana altmışımdan da.. uç böceğim delişmen şarkılar panikatak ezberde yoldan çıktım
Yine çok güzel derli toplu, özgün imgelerle yoğrulmuş ve giderek üzerine koyarak gümbür gümbür '' beni görün '' şiirler yazan şair...
gerçekten sınıf şairlere has bir yazın ve hayal gücünüz var. Ve bir gün hep beraber göreceğiz çok daha okunur dizelerine şahit olacağız şairin.
şimdi en kırık vaktidir akşamın*** çalar bir başınalığın çanı gün kanayan kızıl bir ahenk ölü özlemler sararken tüm organları kadehlerde kalan biraz şarap artığı tütün ve yalnızlık
gibi çok güzel imgelerle özgün dizeler... ama yine diyeceğim ki sadece biraz daha estetik katılabilir hem de aynı dizelerle; dizeler birer birer muazzam ama birliktelik halinde ki; şiirleri aslında düz yazı olarak okurmuş beyin ve beğendiği dizeleri, akılda kalan dizeleri şiire çevirirmiş, ben diyenlerin yalancısıyım..
şimdi en kırık vaktidir akşamın**** çalar bir başınalığın çanı gün kanayan kızıl bir ahenk ölü özlemler sararken tüm organları ( buraya kadar müthiş) kadehlerde kalan tütün yalnızlık ve biraz şarap artığı...
bir yazılmış olanı bir de bunu sesli okursak o zaman fark meydana çıkacak. Çünkü ikinci dizedeki ÇANI ile gizli uyak yapmış olduk ki bu hiç farkına varmaksızın çok etkiler sesi ve tınıyı ahenk sağlar. ama bir kere daha diyorum ki haria ötesi bir kurulum çok hem de...
diğer bölümlerde buna yakın düzeyde ki artık şair bir poetika oluşturmuş kendine... çok etkili ve özgün bir lisanı var biraz daha ses tını ve makyaj konusunda uygulama antremanı yaparsa gerçi bunun çoğunu zaman halleder ama ''zamanı geçmenin tek yolu ondan daha çalışkan olmaktır'' diyen ustamı da yad ederek, bir kere daha harika bir şiir okuttuğu ve bir sonrakini merakla bekliyor olacağımı da bildirerek başarılar diliyorum kendilerine..
bu kalem takip edilmeli...
Serhat AKDENİZ tarafından 12/5/2010 9:46:04 PM zamanında düzenlenmiştir.
Şiirlerimi daima ileriye taşıyan, anlamlı tavsiyelerinizi her zaman ki gibi dikkate alacağımı bilmenizi isterim. Sayfamda olmanız ve bana güveniniz için sonsuz teşekkürlerimle..Zaman diyorum. Sadece birazcık zaman.
Şiirlerimi daima ileriye taşıyan, anlamlı tavsiyelerinizi her zaman ki gibi dikkate alacağımı bilmenizi isterim. Sayfamda olmanız ve bana güveniniz için sonsuz teşekkürlerimle..Zaman diyorum. Sadece birazcık zaman.
yüreğime düştü kelimleriniz..şairin başarısı sunumundaki başarıyla da orantılıdır ki siz böyle bir örneksiniz..okurken yaşatıyorsunuz,kayboluyorum dizelerinizin arasında ve hiç çıkmak istemiyorum oradan..şanslı sayıyorum sizi okuduğum için..müthişti..yüreğinize sağlık..
şimdi en kırık vaktidir akşamın çalar bir başınalığın çanı gün kanayan kızıl bir ahenk ölü özlemler sararken tüm organları kadehlerde kalan biraz şarap artığı tütün ve yalnızlık ...
yalnızlık olmasın sevgili şairim güzeldi yüreğine sağlık tebrıklerımle nıcelerıne
Ta ilk siteye geldiğim günden bu güne değin, her şiirimde beni yalnız bırakmayan ve daha çok yürek okuyacak ve anlayacak seni diyen bir Dost'a ben ne diyebilirim. Sağol varol Arkadaşım...Sevgiler
Ta ilk siteye geldiğim günden bu güne değin, her şiirimde beni yalnız bırakmayan ve daha çok yürek okuyacak ve anlayacak seni diyen bir Dost'a ben ne diyebilirim. Sağol varol Arkadaşım...Sevgiler
şimdi en kırık vaktidir akşamın çalar bir başınalığın çanı gün kanayan kızıl bir ahenk ölü özlemler sararken tüm organları kadehlerde kalan biraz şarap artığı tütün ve yalnızlık
gel istersen, istersen kaybol kasım da öznesini yitirmiş cümlelerin içinde
muhteşem tek kelime sevgiler selamlar var olunuz.................
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.