1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1020
Okunma
Ağlamak dudaklarında,
Tuzlu gözyaşlarımla ıslatmak onları;
Belki bir saniyeliğine de olsa
Benim olduklarına inandırmak…
Öyle korkarak değil;
Korkmadan cesurca haykırmak!
Hani avazın çıktığı kadar,
Dolu dolu.
Sürekli kendini yinelercesine değil tabi;
Kendini yenilercesine;
Ama inatla!
Susmak en uzun konuşmalarda,
Çığlıkları bastırmak en durgun sularda;
Belki bir anlığına da olsa
Yalan olmadığına emin olmak…
Öyle gerçekleri söyleyerek değil;
Göz göze gelerek!
Sadece bakışarak…
Hani göz bebeklerini yercesine,
Hani göremeyen bir çift gözün takılması gibi,
Hiç bilmediği bir yeşile!
Koşmak en yorgun bacaklarla,
Kilometreleri öldürerek katili olmak yolculukların;
Belki bir günlüğüne de olsa
Uçabildiğimi hissetmek…
Öyle havalanarak değil ama
Rüzgârı çekerek içine,
Havayı koklayarak!
Hani buram buram bir boğaz havası
Ve sen sahilde benimle;
Elimizde balık; ekmek arası!
Hani turşu suyu alıp da birer bardak,
Eminönü sahillerinde,
Boğazın yanarken ekşisinden;
Gülümseyebilmek,
Hayıflanmayı silmek!
Coşmak en ağlamaklı koylarda,
Gülerek ağlamayı bir arada yapmak;
Belki bir ömür olmasa da
Ağlamalara gülebilmek…
Öyle kahkahalarla olmasın,
Önemi yok.
Tebessümleri biriktirip,
Gülümsemelere dönüştürmek
Ve ansızın kader doğurunca nur topu gibi bir keder
Yüzünün şeklini bozmadan devam edebilmek!
Yanımda hissedebilmek seni, ailemi
Tüm sevdiklerimi;
En ıssız anlarda!
Yalnızlığın kol gezdiği o sokaklarda,
Omuz omuza yürüyebilmek.
Hani devrime gider gibi; kol kola!
Silahlarını doğrultsa da çaresizlikler,
Tehditler savursa da
Kimsesizlikler;
Daha sıkı kavrayabilmek ellerimizi!
Hani bir yaratılmışçasına,
Bıçak dahi kesemezmiş gibi…
İstediklerim bunlar;
Karşılığında,
Geriye kalan her şeyi vermeye hazırım…
Anlaştık mı ey kahpe felek?