13
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1312
Okunma

Nice masalın adı hayattı…
Lirikti gün
arkalanmış güneşle
geçmişi sektiren çocukluk
geç kalmış masaldan
dili bağlı düşü çözerken
kendini arardı gözleri…
alışık izlerdi taşınan
yabancı mevsimler yanında
eskimiş yüzüydü ayna
defalarca saydamlaştığı…
birazdan çalardı kapı
hüzün tokmağında açılır
çağırırdı geçmişi geleceği
buyur etmeden girerdi mahzunluk
bir kahve içimi faldı konukluk
elleri taze sürgün değil
yaşlanmıştı mor damarları…
saklıydı hanidir rüyalar
en acısı uykusuzdu yatağı
sular içen azlığında
sürüklenirken üzgülü nehirler
sazlık kirpikleri tel tel ayrılır
yanaklarında akardı anılar...
yolda otururdu gözleri
adımları olmayan insanlar g /özlerdi
çalmayan zil, kervan geçmezlik
diline eklediği şarkı
beline doladığı şaldan sıcaktı
bir zamanlar ay yansıyan yüzüyle
ruh kocamıyor ten kadar derdi
düşününce gençliği dirileşirdi
yeni yetme göğüsleri kadar.
dudağını ısırır unutkanlık
sırıl sıklam yalnızlık öperdi alnını
kırışık tenini açamazdı hayat ütüsü
sarı fotoğraflar saklar
mavi hüzünler akardı
ne çabuk eskitmişti içine çöken dudağı
damla sakızı kokan ağzında ki genç kızlığı…
dünsüzlüğü seçti masal
üstünü giyindi yıllar
astarı sökük nice sancıyı
sakladı ceket ceplerine
ekoseli hayat gözlerinde soldu
ilişip kuytu bir düşe
yaş aldı yaş sattı…
Kadın Yaşlandı…