12
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1612
Okunma

İniyor eteklerden keyfe keder bir akşam ;
Oysa aldırmadığın akşamda bence yaşam.
Gölgeler kabuğuna çekilirken art arda,
Öptüm son güneşleri benim işte sırada.
Baksaydım içinizden karanlıklarınıza ;
Kapadım ışıkları alsanız aranıza!
Elimiz kaç zamandır okşamaz bir öksüzü ;
Bizde şimdi nasılsa göremiyor göz gözü!
Boğulduk, geliyorduk zaten dumana, sise ;
Bilmezsin, vurgun doğduk karanlıkta ki sese!
Bir dolunay hayali, kovarken güneşleri ;
Bildiğimden çok keskin karanlığın dişleri!
Işıkları yakmadan biri beni yıkasa ;
Acıtmıyor nasılsa, kanıyor yaram oysa...
Kesilmiş kanat sesi, kuşlar dönmüş yuvaya ;
Bir zulumat çöküyor işte dağa, ovaya...
Karanlıktan korkarak, acep uyuyor mu su ,
Bilir misin nasıldır karanlığın kokusu?
Dolunaya eş olsan boğar mı zulmü nurun ,
Karanlık kasıldıkça, büyüyor mu kamburun ?
Karanlığa kar yağsa, aklanmaz aşık için ;
Kaç gece beklemeli, bir ince ışık için ?
Çökerken içimizde, ağır ağır tiranlık ;
Bir düşün olur muydu, olmasaydı karanlık ?
Işığın karanlığı öptüğü çizgideyim ;
Bu akşam, bilmediğin yanık bir ezgideyim...
Nasıl da iyi gelir, uyansa sular bir an ;
Geçerken dizi dizi karanlık aynalardan...
Hayrettin YAZICI