19
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
2694
Okunma

gölgeleri düşüyor sabahın tenine
heyecansız uçan martıların
besbelli
sorguya çekilmiş, siniyor kendine deniz
yosun kokusunu götürüyor iki militan balık
ağır bir pas kokusu bırakıyor
nefesime
adımlarım felç
bütün falcılar kehanet saçıyor
bugün
zamansız
asabi bir yüz gibi
çıkıyor karşıma
hüzün
anlamak zor değil
unutmuşsun beni
mevsimde garezli,
eylüle boğuyor ruhumu
alaca karanlık perdeler çekip üzerime
‘git’ diyor
bilmiyorum
daha ne kadar gidebilirim kendimden
duyulur mu iç çekişlerim
yanımda yürüyen kalabalığa
bedenimi kaybettiğim bir gece düşünde
çırılçıplak
görebildiğim her yere bırakıyorsun gözlerini
yüzünse kim bilir hangi yastıklarda
yanılgılar erken sarar kuş beyinleri
her badirenin altında ölü bir yalnızlık
sersefil
adına mıhlı sözcüklere esir
sonsuzluğa doğru sallanır çığlıklar
yenilgiyle sonuçlanan
savaş sonrası harabelerde bırakılır bir ihtimal
ve
ağır iner
unutulmuşluğun balyozu
sevdanın omurgasına
yalancı gözyaşlarını kurularken
sonbaharın soğuk elleri
artık yeminli dudaklarım
gidenleri
kıyamete kadar anmamaya
Çiğdem PARLAYÜKSEL
5.0
100% (13)