1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2800
Okunma

Yusuf HAYALOĞLU
“anısına…”
Vay anasını be sayın seyirciler!..
Hayal gibi gitti …
Kör topal
“Ah! Ulan Rıza”nın arkasından…
İçine mi doğdu? Bilmem ki…
Hırsımdan aç karnına bu sabah
Açıp da boşalttım şişeyi…
Kapattım telefonları
Sürgüledim kapıyı sonuna değin
Merağından ölse de anam.
Bilirim bu böyle gitmez
Komşu kızı NALAN!..
Oysa en iyi arkadaşımdın
Çakralarımın ruh ikiziydin Sen benim!..
Ne gülebildim
Ne de açıldı
Gözlerimin bozuk vanası…
Öylece dona kaldım
Sandım ki bir eşşek şakası bu!
Çıldırmış dediler loto
Ben de enteresan hayallere dalıp da
üç kupon oynadım bu hafta…
çıksa iyi olur!
Önce; dırdırını-vırvırını çektiğim
Şu karıyı boşarım…
Sonra; cillop gibi bir mersedes çekerim altıma
Ferdi’den mi? Yoksa Orhan Baba’dan mı olur
Bir güzel kaset sokarım içine
Fink atarım boğazda…
“Senin derdin dert midir?
Benim derdim yanında…”
Dağıtırım elimde kalanları
Bilirsin sen beni
Olmasa da cebimde param
Dost bildiklerime
Sırtımdaki ceketimi veririm…
Antalya’da aldım acı haberi
falezlerin başındaydım!
Ha attım
Ha atacaktım kendimi…
Yer gök dahil!
Görüyor musun?
Çığlık çığlığa bu martılar sana ağlıyor!
İndirmiş gemiler demirlerini…
Arkandan konuşmak yakışmaz amma
Diyorlar ki;
Ahmet’i
Kaya yapan oydu!
Bilmez miyim? Cancağzım Bilmez miyim..!
Orhan’ı da “ Baba” yapan
Samsunlu kamyon şoförü “Cemal abi” değil mi?…
Hayat dediğimiz şeyin
Altı üstü bir lokma teferruat !..
Damarlarımı cızlattın yine…
Bırakıp da gitmek var mıydı?
Daha 53’ünde…
Bak! Altı yaş büyüğün
değil miyim? Ben senden!
İnsan abisine haber vermeden gider mi?
Yaşamak buysa eğer
Eh! İşte…Yaşıyoruz kör topal.
ters çevrilmiş bir şişede
“Kum gibi” tükenerek…
devrilmiş kadehler gibi
Fır dönüyor başımız…
Suskunuz bu akşam üstü
Neylersin…
pupa yelkenlerim yırtıldı
zaten içimde kalan cam şişeleri…
Açılmak mümkün değil bundan sonra!
Marmara’nın boğazına doğru…
kürek mahkumu ettin sen beni!
Bu nasıl ayrılık?
Kaşla göz arası.
Belki de… En iyisi temiz bir ölüm!
Ardında borç harç bırakmadan.
Beddualar almadan
Bir pusula yazmadan…
Oysa düşmana inat
Bir gün daha fazladan yaşamak!
Değil miydi hayat?
Söyler misin “İki gözüm!”
Hiç kuşkun olmasın!
Bu gidişle
üç vakte kalmaz
Bende gelirim!..
Ey! Yusuf’un oğlu HAYALOĞLU!
“Kaç saatlik yol ki şunun şurası…”
Gülten Abla’ya selam ederim.
*
Hayalleri bundan sonra
Bilmem kim süsleyecek?
İşte gidiyorum!
Çeşm-i siyahım!
Bir mektup bıraktım sana
Ey sevgili Türkiye!
Ey! “İki gözüm!”
Hakkını helal et bana!..
İntihar mavisi
Gözlerinden öperim…
Alp Altundal
Antalya, 3 Mart 2009