Birlikte yürüdüğümüz yağmurlar yıkıyor cesetmi...
İçimi söküyor bu toprak kokusu...
Saçlarından bir tutam verseler ellerime beni gömmeden...
Yosun tutacak tüm kemiklerimle sevmeye devam edeceğim...
Adını okuyacaklar ezan sesiyle mezar taşımda...

Yapma hocam !
Adını besmelesiz alma ağızına...
Beni yıkamanıza gerek yok,
Ben aşkla aldım abdestimi..
İlaçlamadan gömün beni, avuçlarıma verin saçlarını,
Çok şey istemiyorum bir tutam saçla gömün beni...

Annem gibi kokar teni,
Ayakları altına saklanmıştır Tanrı cennetini...
Gözlerinde okyanusları gizler, ellerinde ise umutları...
Vedası buruk oldu bu sevdanın...
Hüznü içinde saklı , taze naftalin kokulu bir anneanne sandığı misali...
Sen dokununca sözlerime soyunurdu ellerim bir günaha...
Abesle iştigal ederdi yeryüzündeki tüm güzellikler...

Tüm dünya aynı dine bürünür, secde ederdi tebessümlerine...

En çok eylül akşamları tabiat kokar dudakları...
O anda cebimden şarap şişesini çıkarıp, varlığına kadehimi kaldırıp şükür etmek isterdim...
Bu ayrılık rüzgarı esmeseydi , kitabıma seni sevmekle çok daha sevap yazılırdı...

Düşüncelerinin intikal ettiği yastığımda,hâlâ gözlerinden kopan tel tel saçların var...
Onlarıda versinler ellerime beni gömerken...
Vasiyetidir aşkımın sizlere...

Tanrım; sana da minnettarım beni "o"ndan önce öldürdüğün için...
Şimdi bana kızacaksın ama son arzum,
Eğer beni baştan gönderirsen bu dünyaya ,
Başka hayat , başka zaman her şey kabulüm fakat,
Bizi yeniden bir araya getir...
Değmesin başka eller onun saçlarına...
İhtiyaç duyarım yokluğuna onsuzken...
O yine ayaklarını sallar kayalıklardan pembe umutlara..
Bende uğruna papatyaları katleder, seviyor sevmiyor yaparım...

Ne yardan ne de serden vazgeçmeye var dermanım...
Bu son mektubum değil,
Son fermanıdır sol yanımın onsuzluğuna...
Avuçlarıma saçlarınıda ekleyin öyle kefenleyin bedenimi...
Yoksa lâl olur dilim, cevap veremez meleklere...

Tanrım yalnızlık sana mahsus, beni bir tutam aşkla gömsünler ...

R:E:C