11
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1447
Okunma

Yalnızlıktan mı söyle ? Meyven ne kadar acı ;
Nicedir zikredersin, dağı elma ağacı?
Senin gibi var mıdır, yalnızlığına gülen?
Kaç çoban gelip geçti ? Dibinde gölgelenen...
Eğilmeye başladı senin gibi bedenim ;
Dalından kızak yapan, o güzel çocuk bendim.
Seni beklemek yordu, beni koşmak bilesin ;
Eskiye benzemiyor, rüzgara duran sesin.
Gündüz güneşe gülen, nerede yaprakların?
Uzun kış geceleri, sevgilisiydin karın.
Beklemek ne güzeldir, öyle koyun koyuna;
Seni de getirmişler feleğin oyununa.
Kaç yıl oldu saymadım, görmeyeli biz, bizi ;
Haberin olsun artık yakarlar ikimizi.
Seni harlı ocakta, beni de cehennemde!
Şimdiden yana durur, ateş benim sinemde...
Kimler yanılttı beni, senin bilirdim cennet ;
Kalubela’dan beri, kardeş mişiz ebencet.
Çıplak kalmak ne demek, tadıp da bir bilseler;
Üstümüze uymuyor, ne gündür elbiseler.
Kolunu versen bana, yine bir kızak yapsam;
Remzi Dayı dövse de, hüngür hüngür ağlasam!
Gördün ya akibeti, dağ çıplak, ova çıplak;
Yalın ayak gelmiştik, gideriz yalın ayak...
Küçüldükçe küçüldük, artık büzülüyorum;
Kuşlar ne yapar sensiz, o na üzülüyorum.
Hadi aç kollarını, bu bir ölüm busesi!
Sarıyor dört bir yanı, şimdiden kanat sesi...
Hayrettin YAZICI