Bu şiir, bir şairin; gönlünü vîranlıktan Kurtarıp da sabaha “ merhaba ” gülüşüdür. ..Ve, sıyırıp ömrünü zifirî karanlıktan Kaybolan kimliğini yeniden buluşudur ;
- a
Yıllardır unutmuşum güneşin doğduğunu Dengeyi dengeleyen merkez kaymış sanmışım Büyücü nefesinin zehriyle boğduğunu “ Yüreğimdir ” diyerek âhüzârla anmışım. Çâresizce saplanıp gecelerin bağrına; Vicdan terazisiyle vicdansızlık tartmışım! Ahde vefa, sadâkat, sevda, sevgi uğruna Lisanı hâl bilip de; neleri abartmışım? Gördüğümü görmeyip, duyduğumu duymadan Bildiğimi unutup; bekledim dönüşleri Bin kere caymak farzken bir kez olsun caymadan Hayretlerle seyrettim kısır, kör dövüşleri! Bir sözümle bağlayıp tertemiz bir geçmişi Ateşböceklerinin ışığına râm oldum Kendi kalıplarına yâr ve yâren seçmişi Bahtıma helâl bilip, helâle haram oldum!
- b
Değmezmiş! Beyhudeye duyulan bu susuzluk Meçhul-u muammayı zînet etmek değmezmiş! Değmezmiş! Boş hayâle çekilen uykusuzluk Himmete muhtaç iken himmet etmek değmezmiş!
Varsın şer dergâhını nâbekârlar doldursun Tövbeli kulaklarım artık duymaz bahane! Varsın güzergâhını riyakârlar doldursun Bana çıkmayan yolun endâmından bana ne!
- c
Nedâmeti tüterken buram buram âhımın İntizara meyletmem, çünkü; kendim yaşadım Ama, şâhidi Hakk’sa, bu gönül nikâhımın; Yine şâhit olsun ki; kıydığımı boşadım!
- 2
Bu şiir, bir şairin; gönlünü vîranlıktan Kurtarıp da sabaha “ merhaba ” gülüşüdür. ..Ve, sıyırıp ömrünü zifirî karanlıktan Kaybolan kimliğini yeniden buluşudur...
( Not: Her sitede adımın ve şiirlerimin olmasını istemediğim için; yazılı izin alınmaksızın şiirlerimin tek tek ya da blok olarak kendi kayıt ettiğim sitelerin dışında yayımlanmasına izin vermiyorum.)
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Neşterin acımasız operasyonu dikiş tutturmaya başlamış.Onur BİLGE Mantıklı yorumuyla farklılığının altına kocaman yüreğinin imzasını atmış. Ben asla böyle bir eleştiri yapamazdım. İmla hatalarına sebep
Genelde, şiirin akıcılığını degerlendirrim vede içtenliğini. Akıcılığı olmadımı şiirin sıkılırım, üstüne birde tarih koktumu DİL . Vay başıma... Şiir, şiir gibi okunmalı .Tabi yazarken kalıplaşmış bilgilerden destek almadan, ruhun derinlikleriyle bu yolculuğa çıkmalı. Başarılı olmak için ciddiyet şart. Fakat ciddiyet doğruları saptırmamalı...
Bu şiir, bir şairin; gönlünü vîranlıktan Kurtarıp da sabaha “ merhaba ” gülüşüdür. ..Ve, sıyırıp ömrünü zifirî karanlıktan Kaybolan kimliğini yeniden buluşudur ;
- a
Yıllardır unutmuşum güneşin doğduğunu Dengeyi dengeleyen merkez kaymış sanmışım Büyücü nefesinin zehriyle boğduğunu “ Yüreğimdir ” diyerek âhüzârla anmışım. Çâresizce saplanıp gecelerin bağrına; Vicdan terazisiyle vicdansızlık tartmışım! Ahde vefa, sadâkat, sevda, sevgi uğruna Lisanı hâl bilip de; neleri abartmışım? Gördüğümü görmeyip, duyduğumu duymadan Bildiğimi unutup; bekledim dönüşleri Bin kere caymak farzken bir kez olsun caymadan Hayretlerle seyrettim kısır, kör dövüşleri! Bir sözümle bağlayıp tertemiz bir geçmişi Ateşböceklerinin ışığına râm oldum Kendi kalıplarına yâr ve yâren seçmişi Bahtıma helâl bilip, helâle haram oldum!
- b
Değmezmiş! Beyhudeye duyulan bu susuzluk Meçhul-u muammayı zînet etmek değmezmiş! Değmezmiş! Boş hayâle çekilen uykusuzluk Himmete muhtaç iken himmet etmek değmezmiş!
Varsın şer dergâhını nâbekârlar doldursun Tövbeli kulaklarım artık duymaz bahane! Varsın güzergâhını riyakârlar doldursun Bana çıkmayan yolun endâmından bana ne!
- c
Nedâmeti tüterken buram buram âhımın İntizara meyletmem, çünkü; kendim yaşadım Ama, şâhidi Hakk’sa, bu gönül nikâhımın; Yine şâhit olsun ki; kıydığımı boşadım!
- 2
Bu şiir, bir şairin; gönlünü vîranlıktan Kurtarıp da sabaha “ merhaba ” gülüşüdür. ..Ve, sıyırıp ömrünü zifirî karanlıktan Kaybolan kimliğini yeniden buluşudur...
Çâre: Çare
Endâm: Endam
Hayâl: Hayal
Zînet: Ziynet
Râm: Ram
Sadâkat: Sadakat
Âhüzâr: Ah- u Zar
Vîran: Viran
Zifirî: Zifiri
Şâhit: Şahit
Ve,: Ve ile VİRGÜL… Ne kadar da yakışmış! ..Ve,: Başındaki iki nokta da cabası… Yan yana iki nokta yok. Üstelik, dize başında işi ne?
Bu şiir, bir şairin; gönlünü … NOKTALIVİRGÜL gereksiz… VİRGÜL yeter.
Varsın şer dergâhını… İlk sözcükten sonra VİRGÜL gerekir.
çünkü; : Burada da işaret gereksiz. Çünkü diyen duraklar zaten.
- 2
Bu şiir, bir şairin; gönlünü vîranlıktan Kurtarıp da sabaha “ merhaba ” gülüşüdür. ..Ve, sıyırıp ömrünü zifirî karanlıktan Kaybolan kimliğini yeniden buluşudur...
Bu kıta, giriş kıtasıdır. Tekrarının numaralandırılması gerekmez. Çünkü devamı yok.
Alt numaralandırma da gereksiz. Şiire katkısı yok. Moda diye düşünülmüş olabilir. Fakat artık o da demode oldu. ÜSTATlardan yenilikler beklemekteyiz.
“Bu şiir, bir şairin; gönlünü vîranlıktan Kurtarıp da sabaha “ merhaba ” gülüşüdür.”
Dizelerin bölünüşündeki hata okunuşa zarar veriyor. Dizeler de durulması veya duraklanması gereken yerlerden bölünmelidir.
Yine şâhit olsun ki; : Ki den sonra NOKTALIVİRGÜL gerekmez.
Kaybolan kimliğini yeniden buluşudur ; : Burada da NOKTALIVİRGÜL olmaz.
Ama, şâhidi: Ama dan sonra VİRGÜL gereksiz.
Tövbeli kulaklarım artık duymaz bahane! ÜNLEM kullanılmaz burada.
“Lisanı hâl bilip de; neleri abartmışım?” Burada da NOKTALIVİRGÜL gerekmez. SORU İŞARETİ yerine ÜNLEM gerekir.
“Bildiğimi unutup; bekledim dönüşleri”
“Çâresizce saplanıp gecelerin bağrına;”
IP lardan İP lerden sonra VİRGÜL bile gerekmez. Okurken herkes duraklar oralarda zaten.
O kadar çok NOKTALIVİRGÜL kullanılmış ki gereksiz yere!
Hayretlerle seyrettim kısır, kör dövüşleri! SEYRETTİM den sonra NOKTALIVİRGÜL gelebilirdi. VİRGÜL bile yok. Durakla idare edilmiş. Madem bu kadar kullanıldı, orada neden kullanılmadı?
“Dengeyi dengeleyen merkez kaymış sanmışım”
Merkez mi dengeler dengeyi? Denge dengelenmez, sağlanır. ‘Ağırlık merkezi’ her zaman merkezde olmaz. Homojenlik ve yuvarlaklık varsa öyle düşünülebilir. O halde de çubuk gibi farklı şekiller için ‘merkez’ değil, ‘orta’ denebilir.
“Vicdan terazisiyle vicdansızlık tartmışım!”
VİCDANSIZLIK değil, VİCDAN tartılır. Olmayanın tartılması mümkün değil. Mümkün olsa bile her defasında olumsuz sonuç veren aynı şeyin defalarca tartılması ne kadar mantıklı? Gecelerin karanlığında ibrenin nerede olduğunu net görmek mümkün olmayabilir. Gecenin işine gündüz gülermiş.
”Değmezmiş! Beyhudeye duyulan bu susuzluk Meçhul-u muammayı zînet etmek değmezmiş! Değmezmiş! Boş hayâle çekilen uykusuzluk Himmete muhtaç iken himmet etmek değmezmiş!”
SUSUZLUK, SUSUZLUĞA; UYKUSUZLUK, UYKUSUZLUĞA; ETMEK fiilleri ETMEYE olacak. Tamamında cümle düşüklüğü var.
Himmete muhtaç iken himmet etmek değmezmiş!
İKİ HİMMET var. İlki YARDIMA olabilirdi.
”Tövbeli kulaklarım artık duymaz bahane! Varsın güzergâhını riyakârlar doldursun”
“Değmezmiş! Beyhudeye duyulan bu susuzluk”
Durakların değişkenliği, ahengi kötü yönde etkiliyor.
“Bana çıkmayan yolun endâmından bana ne!”
Endam: Vücut, beden, boy bos…
Yolun endamı olmaz. Güzelin olur. Yüksekliği olan varlıkların olabilir.
“Ama, şâhidi Hakk’sa, bu gönül nikâhımın;”
GÖNÜL NİKÂHI için ALLAH şahitlik kabul etmez. Onaylamadığını, İSLAM ÂLİMİ olduklarını iddia edenler gayet iyi bilirler. Nikâhla nikâhla boşa! Oh, ne Âlâ!..
Ne yazık ki ELEŞTİRMEN KİMLİĞİNİN kolay kolay alınamadığı gibi ŞAİR KİMLİĞİ de kolay kolay alınamıyor.
Şiir, sadece davarlarla çatı değildir. İçinde de hayat olmalıdır. Öykü ve manzume olmadığı gibi bir iç döküş veya şikâyetname de değildir. Sadece bizi alakadar eden, okuyucuya bir şey kazandıramayan şiirler, kabuktan ibarettir. mektup niteliğindedir. Türkçe sözcüklerden uzak durmak da şairliğe şairliğe şairlik katmaz. Genele bakıldığında, vezinli mektuplar, şikâyet ve aşağılamalardan başka bir şey yoksa ortada, pek yok alınamamış demektir.
Şair demek, görebilen göz demek Şiir demek, söylenmedik söz demek.
Bazen şiir, şairini bazen de yorum, sâhibini okuyucuya tanıtır.
Sayın Özdemir'in " neşterciler" bölümünde yazdığına verdiğim cevabın ne kadar doğru olduğunu bir kez daha kanıtladığınız için teşekkür ederim. Elbette kararı okuyucular verecektir ama ben doğru düşündüğümü anlamanın rahatlığını ve huzunu yaşıyorum.
Gerçekten sizin ciddiye alınacak bir yanınız yok. İnşallah ileride bu eksiklerinizi giderir ve ciddiye alınacak seviyeye gelirsiniz.
Şiir, sadece davarlarla çatı değildir. İçinde de hayat olmalıdır. Öykü ve manzume olmadığı gibi bir iç döküş veya şikâyetname de değildir. Sadece bizi alakadar eden, okuyucuya bir şey kazandıramayan şiirler, kabuktan ibarettir. mektup niteliğindedir. Türkçe sözcüklerden uzak durmak da şairliğe şairliğe şairlik katmaz. Genele bakıldığında, vezinli mektuplar, şikâyet ve aşağılamalardan başka bir şey yoksa ortada, pek yok alınamamış demektir.
Şair demek, görebilen göz demek Şiir demek, söylenmedik söz demek.
Bazen şiir, şairini bazen de yorum, sâhibini okuyucuya tanıtır.
Sayın Özdemir'in " neşterciler" bölümünde yazdığına verdiğim cevabın ne kadar doğru olduğunu bir kez daha kanıtladığınız için teşekkür ederim. Elbette kararı okuyucular verecektir ama ben doğru düşündüğümü anlamanın rahatlığını ve huzunu yaşıyorum.
Gerçekten sizin ciddiye alınacak bir yanınız yok. İnşallah ileride bu eksiklerinizi giderir ve ciddiye alınacak seviyeye gelirsiniz.
Kazandığın sultanlık, kaybettiğin krallık! Merhabanın gülüşü, gönlümü üzüşündür. Yakındığın zifiri aramazsın umarım: Farz olan o bir cayış, selamete doğrudur.
Değmezmiş! Beyhudeye duyulan bu susuzluk Meçhul-u muammayı zînet etmek değmezmiş! Değmezmiş! Boş hayâle çekilen uykusuzluk Himmete muhtaç iken himmet etmek değmezmiş! *********************************** DEĞMEZ' liğin saptandığı, kesin hükümlerin verildiği; değmezlik parantezinde, her şeye değer, harika bir eserdi okuduğum... Etkisi, tartışılmayacak kadar güçlü.. Efendim, tebriklerim ve çok takdirlerimle. Kutluyorum yüreğinizi..
Konu şiirse hele hele akıcılıksa ders olarak okutulması gereken bir şiir olmuş yine hocam...Hece şiirinin bir kaç ayak üç-beş kafiyeden ibaret olmadığının mükemmel bir göstergesi olmuş adeta.Hece şiiri sizin gibi kalemlerle zirveyi gösterir ve oradan tarihlere yazılır.Aynen söylediğiniz gibi ;
"Şiirin ciddi bir iş olduğunu düşünür, şiiri ciddiye alanları ancak şiirin ciddiye alacağına inanırım."
Bu işi ciddiye alanlar günümüz kültüründe çok fazla kalemden feyz alamıyor şahsen ben de bundan şikayet edenlerden biriyim.Sizi tanımış olmanın verdiği bu hazzı her şiirinizde yeniden yaşıyorum.Teşekkür ediyor,güzelliklerinizin devamını diliyorum.
Değmezmiş! Beyhudeye duyulan bu susuzluk Meçhul-u muammayı zînet etmek değmezmiş! Değmezmiş! Boş hayâle çekilen uykusuzluk Himmete muhtaç iken himmet etmek değmezmiş!
Varsın şer dergâhını nâbekârlar doldursun Tövbeli kulaklarım artık duymaz bahane! Varsın güzergâhını riyakârlar doldursun Bana çıkmayan yolun endâmından bana ne!
Anlamlıydı ama seçtiğim iki dörtlük hoş bence ..Kutlarım Sydney den selamlar .
Nedâmeti tüterken buram buram âhımın İntizara meyletmem, çünkü; kendim yaşadım Ama, şâhidi Hakk’sa, bu gönül nikâhımın; Yine şâhit olsun ki; kıydığımı boşadım!
- 2
Bu şiir, bir şairin; gönlünü vîranlıktan Kurtarıp da sabaha “ merhaba ” gülüşüdür. ..Ve, sıyırıp ömrünü zifirî karanlıktan Kaybolan kimliğini yeniden buluşudur...
Gönlünüze sağlık değerli üstadım, yürekten kutlarım, duygularınızın kaleme akışı muhteşemdi.. Ömür denilen yolculukta gönül nelere şahit olmaz ki! Yorgun yıllar arayış içinde geçer, ha bu gün ha yarın derken ömür nihayet son noktaya, mezile varır. Yap boz oyunu gibidir yaşam, tam bir parçayı yerli yerine koydum, tamamlanacak derken özlediğiniz mutluluk karesi, bir de bakarsınız yanlış bir seçim, sınırlar tam tamına birleşmemiş, açık var kıyısında mutluluğun, olmadı baştan denersiniz, birleştirebileceğiniz uygun parçayı elde edene kadar hevesiniz de geçer, ömür de... Pazıl tamamlanamadan elveda demek acıdır yüreklere... Sağlıcakla kalınız, bitimsiz sevgilerle, huzur içinde....
Bana okumak ve incelemek kalmış, klasik hece şiirlerinin alışıldık okunuşundan uzak duran, farklı bir hece şiiriydi. Yüreğinize sağlık Mehmet Hocam. Saygı ve selamlar
Ne tekniğin anlama ne de anlamın tekniğe feda edilmediği güzel bir hece şiiri okudum.Şiir işinin ciddi bir iş olduğunu ve şiiri ciddiye alanların ancak şiir tarafından ciddiye alınacağını ifade eden değerli kalem saygıdeğer Mehmet Emin Bey ;şiire bakışındaki ciddiyeti yazdıklarıyla ortaya koyuyor zaten.Şiirlerini daha sık görmeyi arzu öderek ayrılıyorum bu kıymetli sayfadan.Saygılarımla...
muratcanbolat tarafından 11/12/2010 5:06:25 PM zamanında düzenlenmiştir.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.