18
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1946
Okunma

kısa kalan yıllar alıngan
tozunu silkeler zaman ki
bakır akşamlar okşadıkça
simleşir yıldızlar…
duvarlar ıssızlık kalıntısı
silinmiyor çekici, orağı
duvarlar yüzümüzün tanığı…
yazlıktı sinemalar, atlıkarıncalar
gazoz kapakları toplayan cepler
kadere kısmete saman gofrete kanan
macun damlardı eski aşklardan…
mısır patlağı dişlerdi gülümseyen
cilası vardı yürek denenin
pas lekesini öğrendikçe
üstünü örter uyur dünler…
şehir yağmalanır anımsarken
yağmur düşer ten ürkeklenir
çamur karar köylerde analar
tezek kokardı nefesler
yakmazdı lambasını felek
gaz lambası gölge oyunu…
eski evlerin sokakları saklı
Arnavut kaldırımlı taşlar
dizlerimiz kanar ellerimiz çatlar
aşkı tanıyalı o acılar sızısız kaldı!
alaylı bir hayattır insan taraçası.
Cumbalı sabahlar güneşle yer kapmaca
seslerimizden kavislenir dudak kıvrımları
çığlık satar çocukluk alırdık Affan dededen.
…
Şimdilerde dil kendi karmaşasında!
Söz alır söz satar kekre sataşması.
Hiiihhh…
Affan dede ölmüş!
kaç toprak atıldı nefesine bilemedik
geri verin ödünç aldıklarınızı.
Geçmiş üşüyor...
Affan Dede. Cahit Sıtkı Tarancı’nın bir kahramanıdır.