0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
866
Okunma
bir serap kovalar gibi hep onu kovaladım,
dağlar aştım, çöller geçtim, kolay yollar seçmedim.
rastladığım çeşmelere yaklaşmadım tek adım,
kullanılmış taslardan da bir damlacık içmedim.
öz kuyumu aradım ben, öz suyumu aradım,
bir serap kovalar gibi hep onu kovaladım.
dudaklarım hâlâ çatlak o korkunç susuzluktan.
vefalıdır umuduyla inandım gecelere,
belki dedim getirirler beklediğim hayali.
bekçi yaptım gözlerimi dağıtarak bin yere,
ışık koydum beşyollara devşirip son mecali.
küstahlıkla suçlayarak darıldım da sehere,
vefalıdır umuduyla inandım gecelere.
gözlerim kan kuyusuna döndü uykusuzluktan.
veda etmek istiyorken sisyphos çilesine
kapanarak zindanına simsiyah bir bürgünün,
nasıl oldu bilmiyorum, daldım bir kuş sesine
ve anladım feryadını o tanrısal bülbülün.
dedim ki: “bu haykırışlar acep onun nesine?”
veda etmek istiyorken sisyphos çilesine
yine onun çağrısını işittim sonsuzluktan.
5.0
100% (1)