16
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1961
Okunma

ölüm belirdi.
kapkaranlık bir sır, yüzümün aynasında
kazılan mezar çukurlarında korkunun gözleri
özlem ölü kentlerden geldi,çıplak ömrüme davetsiz
üşüttü içimin ayazlarını
devleşti üşümelerim
olmadı böyle ansızın çekip gidişin
veda biletini ellerime kesişin
anıların yasını tutmak mı düştü payıma
kırık bir fotoğrafın işte
solgun yüzün
dudağının kenarında emanet gülüşün
yıkılışlarının zelzelesiyle mahzunlaşan bakışların
yanında da ben,vefasız arkadaşın
şimdi hangi darağaçlarına astırsam kendimi
acımasız celladın eline mi versem bedenimi
kimlere lime lime ettirsem içimin yarasını
görünmeyen körkuyulara mı atsam içimin öfkesini
olmadı be dost olmadı
böylesi bir acının ateşini yakmak
söylesene hangi su söndürür
hangi söz teselli eder
hangi dua getirir geri
hangi el siler gözyaşlarımı
kayıp gittin yıldız misali ömrümden
bana bıraktın dili olmayan sırlarımızı
ne yani bir daha anlatamayacak mıyız
dilimizin ucuna gelen zemheri acılarımızı
sustuk mu,sustun mu
bu nasıl bir suskunluk böyle
dolar taşar sığmaz içimin ummanlarına
göklerden boşalırcasına aksa da gözyaşlarım
ne fayda eder kanlıbıçaklı pişmanlıklarım
yüreğimin her yanını saran kanserleşmiş keşkelerim
kan nehrinde boğuldu sandalsız umutlarım
olmadı be dost hiç olmadı
daha çok çayın dumanında içecektik
hayata dair hayallerimizi
yaralı ciğerlerimize çekecektik
sönmeyen sigaralarımızın külleriyle düşen
aşka dair düşkırıklarımızı
olmadı hemde hiç olmadı
eyy dost
ölüm yakışmadı o gözlerine....