Sağanak,sağanak dökülsem tüm içtenliğimle yüreklere
Oysa yağmurlar eski renginde değil

Gecenin benlerinde çoğalan sıradanlık
Kelimelerin esrarında gizlenmiş ucuz bir şiir gibi
Kısacık hayat yongasında kendini sorgulayan hecelerle
Duygular dökülüyordu kağıda
Ve heryerde nalan bir şarkının ıslak dudaklardaki yarı mistik dökülüşü
Düşlerimize ulaşırmıyız cümlesi yankılanır bir taraftan
Gurbet sarhoşuğunda sevecen nakışlarla süslemiştiniz tüm gökyüzünü
Yağmurlar eski renginde değil şimdi

Mavi bir bulutun ucunda dibe çöken gözyaşı kuleleriyle
Birikir dar odada kudret ağacında vakitsiz yaprak dökümleri
Çığ düşürdüm muhabbet saatlerine/yıkılan duvarlar altındayım
Oysa geç kalmazdım kreç badanalı dar odaların koyu sohbetlerine
kapladıkça dudaklarımı duanın narin büyüsü/ Elbet vardır anahtarı güzel günlerin

fazlaca mora batan, hani gözleri ay mavisi bir seher(ask) var hep
genişleyen kadrajda

aşk kokulu sonbahar fırtınasına inat/ kuraklığı söküp atmasıydı yağmurun esrarı
bazı akşamlar çıkıp gitsem kezzap kokulu hayattan
eski ahenginde olmayan yağmura karışsam
karışsam katresine ay bulanmış tüm saatlerin

ve taşralıyım bu sağanakta/ yağmurun dilinden dinledim şarkıları

sıradanlık kağıda işleniyordu körfez vurgununda
körfez vurgunlarında yağmurlar eski renginde değil …