5
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
3744
Okunma

İlk dolmakalemimse, bir vâliden hediye
Okulda ders notlarım, oldukça iyi diye
O kaleme âşıktım, ipinceydi dudağı
Bazen de andırırdı, ucu keskin bıçağı
Bayılırdım kaleme, hele o ağızları!
Beni hep etkilerdi, o değişik tarzları
İki nasırım vardır, şu nâçiz bedenimde
Biri sol ayağımda, biri de sağ elimde
Biri yazmaktan hâsıl, diğeri de secdeden
Artık kayboluyorlar, bu çileli bedenden
Et tırnak gibiydim ben, kâğıt ve kalemlerle
Bir ömür geçirdim ben, bu sâdık nedîmlerle
Elimde bir kınaydı, mürekkebin izleri
Mürekkep bana göre, çiçeklerin özleri
Şehîdin kanlarıyla, onlar aynı kefede
Şeref cihetinden de musâvi mesâfede
Mürekkep denizinde, yüzen bir sandalım ben
Mürekkep batağına, batmış bir maralım ben
Çırpındıkça batıyor, gece, ay ışığında
İpler kalın ipler var, her iki ayağında
Masmavi denizlerin, yaralı martısıyım
Kaderimin attığı, tek yarım artısıyım
Yarım kalpli adam! Neden herşeyin yarım?
Neden böyle bozuktur, ruh ve fikir ayarım?
Ben niçin olamadım çok sıradan bir insan
Bana ,zor’ düşüyor hep, başkalarına âsân
Kâğıt ve kalem üzgün, şu derbeder hâlime
Neden hiç denizkızı, vurmuyor sâhilime?
Alsın götürsün beni, yutsun aşk deryâları
Gözlerime imrensin, göğün süreyyâları
Kafasını kitaba sokmuş, ey devekuşu!
Orda bulabildin mi ki ârâm ile huşu!
Gurbetim kitaplardır, ben gittim mi hiç dönmem
Yanarsam sayfalarda, bir daha, asla sönmem
Bülbülüme yuvadır, kafatası kafesi
Kalbimi jiletliyor, o yanık yanık sesi
Bülbül! boşa çırpınma, bu kafes mezârındır
Kalem, seni bekleyen, elimdeki dârındır
Sus ey bülbül sus artık! yeter âhu figânlar
Sus da kapansın artık, o incecik müjgânlar
Hep öttün de ne oldu, bir gülün bile yok
Soğuk âşiyânında, huzurun bile yok
Seni kimseler duymaz, kes! âh u figânı kes!
Hançerî sesin bulmaz, gönüllerde de makes
Bana da acı biraz, bu kadar hüzün, bes! bes!
Bu kadar da bahtsızlık! doğrusu kadere pes
Kullandılar kalbimi, hergün misl-i fâhişe
Kullandıktan sonra da, attılar be! hemîşe
Metrûk aşklarla dolu, gönül damının içi
Gözyaşıyla yoğruldu, aşk evimin kerpiçi
O kerpiç evde aşklar, yetim ve de anasız
Kadınsız kalp ile ev, bu dünyada manasız
Vurup yıkarım onu, bir balyoz darbesiyle
Yerle bir ederim ben, duvar ve kubbesiyle
Ben inşa edeceğim, onun yerine mabed
Oraya hapis olmak, ne güzel! ilelebed
Yerin orasıdır senin, nostradamus kamburu
Orda bulacaksın sen, gerçek, en son huzuru
Her gece ağla Soner! mabedin duvarına
Ve Yahudiler gibi, vura vura bağrına
Çıkma oradan çıkma! çirkin, günâhkar kambur
Dışarısı bataklık, dışarısı hep çamur
O çirkin yüzün perde, örter mah gibi nûru
Aldatmasın seni ha, Esmeralda’nın kûru
Onlar sûrete bakar, göremezler kalbini
Göremezler uğraşma, o aşkın sahibini
Aşka imza çakarsın, o ılık gözyaşınla
Onlar dalga geçer hep, içli ağlayışınla
Onların olsun aşklar, manasız guftegûlar
Beni hiç büyütmedi, çocuksu o duygular
Hadi dön mabedine, sakla yüzünü Kambur!
Senin yüzün çirkinse, onların kalbi hep ur
Soner Çağatay 20.10.2010
Kelimeler:
Musâvi: Eşit
Maral: Ceylan
Masmavi denizler’den katım: Mavi mürekkepler
Âsân: Kolay
Süreyyâ: Ülker yıldızı... altı veya yedi yıldızdan oluşan yıldız kümesi ki; ikişer ikişer karşılıklı dururlar ve Ayın geçtiği yerlere yakın görünürler... Gerdanlığa benzemesinden astronomide "Ikd-ı Süreyya" tabir edilir
Ârâm: Huzur
Müjgân: Kirpik
Âşiyân: Yuvan
Bes! bes: Yeter Yeter
Hemîşe: Devamlı, sürekli
Metrûk: Terkedilmiş
Guftegû: Konuşma, Sohbet
Makes: Yankı
AÇIKLAMA:
Nostradamus: 14 Aralık 1503 yılında Fransa’nın güneyinde Saint Remy de Provence kasabasında dünyaya gelen, Michel de Nostredame, "Nostradamus" adıyla anıldı. Geleceği görme yeteneği büyükbabaları Jehan de Saint Remy ve Pierre de Nostredame tarafından desteklenen Nostradamus, 1522’de tıp okumaya gittiği Montpellier Üniversitesi’nden üç yıllık eğitimden sonra mezun olarak başarılı bir doktorluk kariyeri yaptı.
Nostradamus 1556 yılında kehanetlerini merak eden Kraliçe Catherine de Medici’nin de etkisiyle Kral II. Henry tarafından saraya çağrıldı. Kralın özel doktoru aynı zamanda sarayın astroloğu oldu. Dörtlü mısralar halindeki yaklaşık bin kehaneti içeren on ciltlik "Centuries" adlı eseri, Michel de Nostradamus’un kehanetleri adıyla yayınladı. 1566 yılında 1 Temmuz gecesi, 62 yaşında öldü.
Nostradamus kamburu: Klisede bir papazın emrinde çalışan, çirkin bir insan.
Esmeralda: Kamburun âşık olduğu güzel çingene kız.
O kerpiç evde aşklar, yetim ve de anasız
Kadınsız kalp ile ev, bu dünyada manasız
Vurup yıkarım onu, bir balyoz darbesiyle
Yerle bir ederim ben, duvar ve kubbesiyle
Yani kalbimi sahte aşk putlarından temizleyip yerine mabed inşa edeceğim.
Aşk iki zıt cinsin sayesinde meydana gelir: Kadın ve erkek. Burada kadın aşk denen duygusal, manevi çocuğu terkedip çeker gider. Bu aşk denen çocuk, babaya (erkeğe kalır). Ben de diyorum ki anasız bir aşkı, kadınsız evle kalbi ne yapayım. Bir de maddî anlamda çocuk olduktan sonra, kocaya olan aşk ölür. Kadın sadece çocuğunu sever. Çünkü İbn Arabi’nin dediği gibi, kadının yanlızlığını bu dünyada ancak bir çocuk giderebilir. Çocukla anne arasındaki duygu fırtidir. Ama dışardan birine (babaya) olan duygu fıtri değildir. Çocuk kadından bir parça, ama kocası veya sevgilisi öyle değil. Baba ne kadar haklı da olsa kadın çocuğunun safındadır. (Genellikle durum böyledir, istisnalar olabilir. Genel hükümler istisnaların üzerine inşa edilmez). Bu yüzden aşkı, aşk olarak yaşamak isteyen ve sürdürebilenler çok azdır. Bunu sürdürebilenlerin aşkı, ilahi aşkla biter. Mecazdan hakikate sıçrama taşıdır, mecazî aşk.
5.0
100% (3)