4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1152
Okunma

(İkinci Bölüm: Gölgesi Huzur veren Çınarlar)
Yolları şaştı derken kervanın,
Düştü derken pişmanlığın Kuyusuna…
Bir tohum oldular sanki
Vuslat için yeni baharlara…
Bir gece kıyama duruldu,
Dikildi bir geceye bir çınar.
Gece divan duracak gibiydi
Çağlar boyu yeni çınarlara…
Kutlu kervan sevmişti
Bu gölgesi huzur veren çınarları.
Her durduğunda viran diyarlarda,
Ya da harap olan beldelerde
Çınarlarını yüceltmişti.
Çınar yakışmıştı bu kutlu kervana,
Çınar asrı olmuştu cihan,
Kıtaları aşarak.
Çınarın gölgesinde olmak için
Bu kutlu kervanı gözlemişti dünya
Köşe bucak.
Kıtalar aştı da bu kutlu kervan,
Zamanla yarışmadı mı?
Çağlar kapayıp çağlar aştı,
Zaman da ne ki!
Yeni çağları ince ince ördü
İnsanlıkta çağlar aştı,
Maverada yüceldi
İnanca hoşgörüde çağlar aştı,
İlmin kandillerini tutuşturdu da
“Beşikten mezara kadar…”
Tefekkürde çağlar aştı,
Muhteşem çınarımızın ulu dalları
Kıtalar aştı, cihan buna şaştı.
Bir saadetli devlet cihana kucak açarken,
Bağrını haşerata siper ederken,
Çatırdılar uyandırdı bu kutlu rüyadan
Ulu çınarı.
Trablus çatırdadı,
Balkanlarda ciğerleri yandı,
Yemende can evinden vuruldu.
Mehmetçik koştu cepheden cepheye,
Mehmetçik coştu destandan destanlara.
Fetih toplumunun bağrı yaralı,
Başı karalı fedakar milleti;
Gelen haberlere ağladı,
Duyduğu felaketlere ağıtlar yaktı.
Kendi tasasına yanamadı,
Çare diye davranamadı.
Yorgun dallarıyla ulu çınar
Kıtaları sarmaya çalışıyordu,
kolunu kanadını kırıyordu
İhanetler.
5.0
100% (1)