16
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2789
Okunma

Zamansızdır Her Gidiş…
Çok oldu gideli,
eskidi nice anıyla göç mevsimi
ak boyalı anamın demet demet saçları…
geçmişi silinmeyen sözleri
masaldan tekrarlar.
duvarlardan çıkıp gelecek sanırsın
annemin ilk sevdiği
on yedisinde gözlerini açtığı babam…
saklar durur naftalin kokulu beyazını
çelik topuk sivri burun nikahlığını
komparsito dansta buluşmuş elleri
nihavent bir şarkıdır sevdikleri
senesi bir günü oysa her günü
gözlerinin rengini vurur ela ötesi özlemi…
üç cemre düşürmüş karnından
biri ben iki de ağabeyim
meyvesiyiz ölmeyen sevgisinin.
sohbeti severdi dilleri
evimiz direğimiz her şeyimiz
gözleri güleç bir oda aşımız neşeli
iki lafın belini kırardık da hasret zor iş
eski Türk filmleri ağlardı gözlerimizde
siyah beyaz aşktı geçmiş
perdesi kaçkın sahnesi tozlu
benzerdi replikleri…
anlatır dinlerdik hala da dinleriz
kitap baskısı gibi yinelenen eski günleri
ayıptı sevdalaşmak
nağmeler anlatırmış içteki gizemi
sokaklar gezilmek içinmiş
babam hiç öpememiş
nikâh saati ödünç bir bekleyiş
eskilerin diyeti adabı muaşereti…
bir kere nasılsa denk düşmüş
arka bahçede bir kuyuya gizlenmiş tek öpücük
çıkrık çıkrık su çekmiş sarılmalar
ilahi zaman neymiş eski aşklar…
anam babamı ne çok yılla bölmüş de eskimemiş
ebruli bir rüya geçer andığı zaman.
susmuş bir aşka kaç renk katsam katmanında kalır
esrik yalnızlığında geride kalanda matemli anılar.