22
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
2684
Okunma
İçindeki çelişenleri
Paydalarından tutup denkle oğlum!…
Çatışmaların başını yiyecek yoksa
Tek kurşunluk bir sonun olacak
Kaç, kurtul cümlelerinin faillerinden artık
Kurtul şu birbirinden beter kadınlarından…
Başını yiyecekler oğlum
Ölümüne seveceksen birini
Kirli yüzüne kalbinin karası vurmamış olsun
Hiç değilse…
Bir sevmek hesabıdır tutturmuşsun
Bir sevmek bir sevilmek
Zor oğlum,
Kime güvenebilirsin bu yaştan sonra
Kim okur ardından umduğun bir Fatiha
Unut oğlum!
Parkta bahçede koluna takılan
Rüzgar’a benzer kadın…
Hâlbuki başını yerden kaldırmayacağın
Geçkin zamanlardasın
Ufukta tükenen tek hayat
Seninki…
Cennetin dibine kadar yolun olsun
Yum gözlerini
Yum, oğlum…
…
Beni yok saydığın pavyon köşelerinde
Tutunduğun çirkef sarhoşluklarının
Hesabını tutardım
Sen yok sayardın beni
Ben yoktum ya hani
Hani koyduğun günde,
Durup beklerdim ya gelişini…
Feriştahı gelirdi masana
Tırnak ucu kadar sevilmek için
Sayardın avuçlarına
Neyin varsa günden biriken
Uyuşturup aklında kalan hatıraları
Ve beni
Ve benimle seni
Ve kim bilir belki de herkesi
Unutturup kendine, soyunurdun gecenin koynuna
Hâlbuki ölüm meleği
Nöbet tutardı kapımda
Cinnet meselesi ölüm
Ölümü düşünmek cinnet gibi
Seferden dönen denizciler
Demir attığında sahile
Martılar karşılar onları hani
Bir de yeni yetme tazeler
Acı çekmek kimine
İçten içe bir zevk mi
Topraktan geldik toprağa gideceğiz ya hani
Deniz…
Her neyse…
Senin de dediğin gibi…
Ölmek kimi zaman
Bittiğin yerde beklemeden bitiveren
Taze bir fidan belki…