//Mutlak yükseklerde bir yol açılır/o kervanın gölgesine vurur/ çölün sert ayazında şahlanmış atlar/ışık Süreyya’ya kanatlanır yedi kız kardeşin güzelliğine mecnun ışık yoksulluğundan çaresizlere derman güzellik.. heyhat ..bu kadardamı zor... derinlerden bir sesin emredici haykırışıyla uyanacak olan için.. amin //
Elvan ruhların taçlı kanatlarından Akrep çimene süzülüp aktığı zaman Gündüze yürüyen hevadan heves Bir yıldızın batışını müjdeliyor gayy
Bir yay boyu yükseklikte sema kıyısı Hidayete dalal bu kör karanlık Gecelerin diyarında Kuzey Yıldızı Göklerin kartalının sol kanadı ay
Geceyi yararak doğan şafakla Bir çerağ uyandırdı ruhumda yüzün Güneye açılan nakışlı kapı Gözlerimin sahibi rüşdün yolcusu
Doğudan bir güneş çelik mavisi rengi Batıdan beyazgül doğdu kaseme Siyah gözlerimde Süreyya ne ki Heveyan etti yörüngesinde feleğin nefsi
Dilruba, dilşikar boş ve afaki Kızıl su ile buhur aks-i seda Gülnar olan çenberde cennetcehennem Asi ruhların hörgücünde aşk
Gece gonca uyku menkus Kara incir esmer gece Ademabad afet-i can Ah gece Ahh gece
Deniz Güneş 17.9.2010
Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Geceyi yararak doğan şafakla Bir çerağ uyandırdı ruhumda yüzün Güneye açılan nakışlı kapı Gözlerimin sahibi rüşdün yolcusu
merhaba aşkın şimdiki hali kutluyorum bu güzel şiirinizi bazı kelimeleri okumakta ve anlamakta zorlansam da bitirdim şiiri sanki bir umut yolcusu geçti önümden savrulup gitti duygular artık biliyorum ki şiiri sizsiz anmazlar saygılar selamlar usta kalemin keskin yüreğin yılmaz olsun aşkal kal
Geceye Serenad ( Şiirin Hikayesini Görmek İçin Tıklayın )
Şiirin Hikayesi
//Mutlak yükseklerde bir yol açılır/o kervanın gölgesine vurur/ çölün sert ayazında şahlanmış atlar/ışık Süreyya'ya kanatlanır yedi kız kardeşin güzelliğine mecnun ışık yoksulluğundan çaresizlere derman güzellik.. heyhat ..bu kadardamı zor... derinlerden bir sesin emredici haykırışıyla uyanacak olan için.. amin //
Elvan ruhların taçlı kanatlarından Akrep çimene süzülüp aktığı zaman Gündüze yürüyen hevadan heves Bir yıldızın batışını müjdeliyor gayy
Bir yay boyu yükseklikte sema kıyısı Hidayete dalal bu kör karanlık Gecelerin diyarında Kuzey Yıldızı Göklerin kartalının sol kanadı ay
Geceyi yararak doğan şafakla Bir çerağ uyandırdı ruhumda yüzün Güneye açılan nakışlı kapı Gözlerimin sahibi rüşdün yolcusu
Doğudan bir güneş çelik mavisi rengi Batıdan beyaz gül doğdu kaseme Siyah gözlerimde Süreyya ne ki Heveyan etti yörüngesinde feleğin nefsi
Dilruba, dilşikar boş ve afaki Kızıl su ile buhur aks-i seda Gülnar olan çenberde cennet cehennem Asi ruhların hörgücünde aşk
Gece gonca uyku menkus Kara incir esmer gece Ademabad afet-i can Ah gece Ahh gece
Bir yay boyu yükseklikte sema kıyısı Hidayete dalal bu kör karanlık Gecelerin diyarında Kuzey Yıldızı Göklerin kartalının sol kanadı ay ************************************************** VaaaaW dedirten türden, nefis bir şiirdi. .. Efendim, takdirlerimle!
Elvan ruhların taçlı kanatlarından Akrep çimene süzülüp aktığı zaman Gündüze yürüyen hevadan heves Bir yıldızın batışını müjdeliyor gayy
Elvan elvan kullanılan kelimelerin girift yollarından aşarak şiirin hakikatine erebilmek kolay olmayacak. “Akrep çimene süzülüp aktığı zaman” buradaki akrepten kasıt acaba zamana teşbih ederek ân’ın akması mıdır? Tabii şiiri anlayabilmek için ilk önce kelime öbeklerine daha sonra da mısra mısra irtibatına bakmak gerekiyor. Ancak böyle değerlendirdiğimiz zaman akrebin burada zamanı gösteren saatin akrebi olmadığını idrak ediyorum.
Yukarıdaki dörtlükte ne anlatılmak isteniyor? İyice düşünmek gerekiyor. Zannedersem ruhlarla irtibatlandırıp “gay” ile de izaha kalkıştığımız zaman buradaki akrebin kötü ruhların zararlı bir yaratığa benzetilmek istendiğini söyleyebilirim. Ancak taçlı kanatlarla bunu izah edip, böyle anlamakta müşkül gözükmekte... Ve müjdeleyen bir gay/sapıklık/dalalet(!) bu tıpkı dikkat çekilmek istenilen bir şeye tezat sanatı ile daha bir önem katmak müstehzi ve alaycı üslupla dikkatleri oraya yoğunlaştırmak için kullanılmış olmalı... Dalalet müjdelenir mi? Evet; “Onları elim bir azapla müjdele...” müteaddit defa Kur’an’da geçer. (Bk. Ali İmran, 21)
Bir yay boyu yükseklikte sema kıyısı Hidayete dalal bu kör karanlık Gecelerin diyarında Kuzey Yıldızı Göklerin kartalının sol kanadı ay
“Bir yay boyu yükseklikte sema kıyısı” sanki burada “kabe kavseyni ev edna” (Necm, 99 ayetine telmih var gibi geldi. “Aradaki mesafe iki yay boyu oldu, hatta daha yakın” buradaki yakınlık Allah’amı yoks cebraile mi ihtilaf olmakla beraber; şiirde bir yay denilmesi m3anâyı oturtmuştur. Zira semâların sonu bir yay daha ilerisi ise iki yay olarak teşbihen söylense bir şey olmaz. Hidayete dalal değil de “mudil” kelimesi kullanılsa idi daha iyi olurdu. Burada da tezat sanatı kullanılmış. Aynı zamanda bir kelime tevriyeli hale getirilmiştir. Kuzey yıldızı denilen yıldız; kutup yıldızı, şimal yıldızı yahut Demirkazık olarak da bilinir ki insanlar bununla yollarını bulurlar. Diğer gök cisimlerinin aksine devamlı bir surette kuzeyi gösterir. Böylece kişiler yönlerini tayin ederler.
Göklerin kartalından kastın ne olduğunu hâlâ düşünmekteyim. (!) Ne ola ki ay onun sol kanadı olsun. Acaba sağ kanadı da güneş mi?
Geceyi yararak doğan şafakla Bir çerağ uyandırdı ruhumda yüzün Güneye açılan nakışlı kapı Gözlerimin sahibi rüşdün yolcusu
Şiir nerede ise baştan sona gökcisimleri ve coğrafya terimleri ile bir şeyleri gizemli bir şekilde izah etmeye çalışmış. Geceyi yaran şafak! Zulmet ve kişinin batıl yollarda kalması geceye teşbih. Ve “şafak” açık istiare ile Vahye muhatap olma. Şiiri ne kadar anlamaya çalışırsam o kadar giriftleşiyor. Belki de anlattıklarımda saçma idi. (!) Ancak güneye açılan nakışlı kapı nedir düşünmekteyim. Kâbe ne tarafta?
Doğudan bir güneş çelik mavisi rengi Batıdan beyaz gül doğdu kaseme Siyah gözlerimde Süreyya ne ki Heveyan etti yörüngesinde feleğin nefsi
Doğudan bir güneşle kastedilen zannedersem ilahi vahiy olsa gerek yani İslam. Mavi aşkın simgesi sayılır her ne kadar aşk renkleri hercai olsa da ... Batıdan doğan beyaz gül (!) doğu, batı, güney ve Kuzey... “doğuda Allah’ındır batıda... Her ne tarafa dönerseniz Allah’ın vechi oradadır.” (Bakara, 115) Heveyan(?) Kelime hazinemize girmesi için sırada bekleyen nüktedan...
Dilruba, dilşikar boş ve afaki Kızıl su ile buhur aks-i seda Gülnar olan çenberde cennet cehennem Asi ruhların hörgücünde aşk
Ve surete aşkın faniliği boş ve afakî... Gelip geçici olan mecazi, kesif duyguların hamalı olmak. Ve kuşatılan insan... Gideceği yer cennet ve cehennem arası. Bir üçüncü yer yok.
Gece gonca uyku menkus Kara incir esmer gece Ademabad afet-i can Ah gece Ahh gece
Adem-abad; Acaba burada Âdem mi denilmek istendi yoksa yokluk. Kelimelerin üzerine düzeltme işareti konulmazsa için içinden çıkılmıyor. İnsan olan Âdem mi? Yoksa yokluk fanilik olan adem mi? Her iki türlü de anlamak mümkün ama aklen Âdem-âbâd olması daha yakin bir ifade olmuş oluyor. Yokluğun bekası ve imarı olmaz. Yokluk diye de bir ey yoktur. İnsan beka âleminde sonsuza dek cennet yahut cehennemi mamur edecektir. İşte bela olan şey budur. Afet-i can. Ya mihnet yahut nimet!..
Şiir dili daha sade ve daha anlaşılır olmalıdır. Okuyucu bentlerin ilk mısraı ile son mısraı arasındaki anlam bütünlüğünü bozamadan okuyabilmelidir. Bu şiirde ise ilk mısra ile son mısraı anlayabilmek için yarım saat düşünmek gerekiyor. Nihayetinde şiir felsefi temayüller içeren bir bildirge değildir. İmgeler yerli yerinde kullanılmalı, anlatılmak istenilen şey fasih ve beliğ bir şekilde anlatılmalıdır. Böyle olursa şiir beliğ olmuş olur. En beliğ söz şiir değil midir?
bu kadar ayrıntılarıyla emek verip yorumladığınız için öncelikle teşekkür ederim.. çok yerde haklı ve güzel noktalara değinmişsiniz. bazı yerlerde de soru niteliğinde .. kelimeleri önce inceleyip sonra oturttum. bu çalışmayı o kelimeler üzerine yazdım.
bu kadar ayrıntılarıyla emek verip yorumladığınız için öncelikle teşekkür ederim.. çok yerde haklı ve güzel noktalara değinmişsiniz. bazı yerlerde de soru niteliğinde .. kelimeleri önce inceleyip sonra oturttum. bu çalışmayı o kelimeler üzerine yazdım.
insan aklını galaksinin derinliklerine sıkıştıracak kadar çok derin ve değişik bir şiir deflarca okuyup anlamaya çalışıyorum zaten yorgun olan zihnimi de iyice yordu.
..şiir, şairinin istediği amaca ulaşmıştır değerli bir emekti kutladım. saygı ile...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.