11
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1516
Okunma
içimdeki şeytanı taşladım...
ırmağıma dökülen göz pınarlarımı kuruttum,
soluk kayalarımdan;
ayın ışığı vurdukça parlayan incilere kör kalacaksın..
uzaktaki geçmişim kadar artık dün akşam,
ellerimde uzun saçlarını taradığım anların bıçak kesiği;
dudaklarımı mora kesen türden bir soğuk,
karanlığa alışmaya çalışan ılık bakışlarımdaysa sen..
ölümü , ölümsüz kılmak istercesine;
son haddine değin açık ömür pencerem,
kırdığım kilitler kapılarımın, tülünü yırttığım perdem..
meşe ağaçlarının tepesinde gezinirken dolunay;
yakın sandığım dağın,yamacına düşen gölgesi yüzüm,
şu an doğmuşcasına ruhum,
aklımın ıraklarında çırıl çıplağım...
şuurum; nefesimdeki günahlarıma kapalı,
hissetmek , üşümenin çok ötesi..
haykırışım buğazıma kör düğüm attıkça,
sessizliğimi yutkunuyorum, susuyor gibi tavrım;
dilimi ismine tutukladıkça...
aşkın arefe günü;
sevda bayramının dört nala gelen ,
şafak vaktinde duvar saatim..
sakinleşen ritmini işittikçe yüreğimin;
bir anda düşlerime ağırlaşıyorum,
nazar değdi komşu sohbetlerime,
mekke kokulu tütsüler yandı senli, benli laflara..
boyum serçe parmağım;
asırlarca aştım yaş günümü,
gök yüzündeki tüm yıldızları taburcu ettim...
yatak döşek uykusunda sabırrsızlığım,
ne kadar inkar etsemde kendimi;
işte hazan, takvim eylül, rüzgarına bıraktım son sözümü...
güneş doğdu doğacak;
şehrin minarelerinde huzur çağrısıyla ezan,
duvar dibinde hiç ısınamayacak kusursuzlukta beden..
kalabalık değilim;
tek bir şiir ve ben...
giderken almayı unuttuğun ne varsa,
gel al , kalanım da olsun feda...
bulutlarının beşiğini mavilendir;
susuz bırakmayacağın toprağını ört üstüme..
ecel kızılı nefesimi her soludukça;
sana yeniden aşık olmalıyım, varlığında yokluğunu tatmak adına...
bu gün olduğu gibi , çok zoruz iki cihanda
hangi cevabın yetecek azadına?,
bana acımayan kalbim; seni nasıl affedecek...!
isimsiz şiirler
karan