Hava 40, hissedileni 45 derece
Alev alev etraf
Sinek vızıltısı
Tek bir damla ter
Yahut hafif bir klakson sesi
dahi batıyor arkadaş adama
Güvercin bırak uçmayı
yürümüyor bile zahmet edip
Şiir de tembellikte

Hava 40, hissedileni 45 derece
Yağmurdan kaçar gibi koşuşturuyor ahali
Arz edilen buz gibi su yetmiyor
Talep talep gelen 50’şer kuruşlara
Uzun zaman olmuş devran döneli
Şu ne talih ki;
devran gene dönmüş
Şemsiye güneşe karşı
baş cephesinde yine
…

Hava 40 derece...
Hissedileni de 45’tir
Şaşırma, sakın şaşırma
Kadıköy, Beyoğlu, Eminönü bir
Gölgeleri tutmuşlar,
boş olan yok
Değil biz;
gölgeler bile esir!
Gölgeler de düşmüşken
Hava 60’a yaş da 70’e vursa
Tembellik yapmak olmaz arkadaş!
Uyandır şiiri,
ayaklansın yazılar
Savaşalım,
koyduğumuz son virgül olsun bu cümleye
Kendimizi kurtaramadık
Bari gölgelerimizi kurtaralım

Omuz omuza dizildi kitaplar
garp cephesinde
bir “ara” kokusu sardı ortalığı
Aktı mürekkep,
aktı aklın iltihabı;
İLHAM!

Ve derken çıktık,
ormanından düşmanın
gel gör ki;
Hava 40, hissedileni 45...
Şiir ayaklandı, lakin
Biz hala esir,
Gölgeler ise ipotekte