21
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1549
Okunma
Bir istasyon sonrası
ıslaklığım sen oluyorsun
ve sen dökülüyorsun
sonra sen
her damlasıyla
yağmurun...
Hani gitmiştin ya
bir uçurumu
armağan ederek ellerime.
gitmiştin ya...
işte o günden sonra
hep bir bulut dolaşır benimle
bir bulut...
hiç durmadan karalar bağlayan.
meğer bende ne çok
sağanaklar biriktirmişim
senden önce.
ki senden sonra
her yer ıslak şimdi...
caddeler, sokaklar
otogarlar ve en çokta istasyonlar...
Oysa yağmur olmak şöyle dursun
yasaklamıştık ıslaklığı...
öyle görmüş ve öyle büyümüştük...
ama, şimdi sel olup taştı nehir’ler
bütün yasaklara meydan okur gibi
Hani sen gittin ya
sonrası hep yalnızlık
sonrası geceyle gündüz arası gibi
ve hala camların buğusunda ellerim
ellerim ki uçurumdur her uyanışımda...
Ama bekliyorum hala, bekliyorum
rüzgarın hergün kapıyı arsızca dövmesine aldırış etmeden
bir solukta bitiveriyorum hala, bir solukta
gelmeyeceğini bile bile...
Hani sen gittin ya
senden sonra bulutlar siyah’a özendi
meğer ne çok dolu dolu yağmayı özlemiş bu şehir
bu şehir ve ben
ve tek benzerliğimiz
puslu olmamız bu aralar, puslu
önümüzden hızla gelip geçen yolcuları hesaba katmasak eğer...
Ve senden sonra bütün istasyonları saymasak
birde parmaklarım vardı parmaklarım
her gece in cin topkoştururken ıslık çalan...
Hani sen gittin ya
gitmemişliğinle kalamazdım
kalamazdım öyle hiç aldırmadan...
Unutmadan söyleyeyim
geçen tebesüm bile edemedim
bütün şaklabanlığına rağmen
bir çocuğa...
sanırım, gülen yüzümü de
el çabukluğuyla yerleştirmişsin valiz’e...
çok sonra fark ettim, çok sonra
saçı sakalı karışmış bir adamla karşılaşırken birgün lavabo da.
doğrusu hiç beklemezdim senden, beklemezdim...
Hani gittin ya
sonrası, sonrası hiç olmayacak gibi gelişinin
___________anladım anladım biraz geçte olsa...
5.0
100% (10)