21
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1304
Okunma
Kocaman öpüyorum/
ellerinden...
ellerin ki kardeşlerim
ve çocukluğum kokuyor hala...
Döküldü karlar zamansız
tel tel
döküldü ormanın en diplerine
oysa daha sonbahar bile yüzünü göstermemişti ?
Sonra çizgiler çizgiler
her biri ayrı bir medeniyetten ziyade
geçmişin karanlık izlerini taşıyordu
ve sanırım hiç bir alemin işitmek istemeyeceği
sözlerle doluydu gözleri
gözleri kahverengiydi...
Bakışları, bakışları
bir serçenin kanadı gibi kırılgan
ama yırtıcı bir kartal gibidir
dokunulduğu zaman...
Sonra bir çocuk
bir çocuk uyur dizlerinde
haylazlığı dışarda...
bir çocuk büyür sonra
ipeksi dokunuşlar dolaşırken saçlarında
ki hala toprakta boy vermeyi bekleyen
bir başak gibi görür...
dizine sığmadığını aldırış bile etmeden.
Ve hala bir gül gibi kokuyor elleri, bir gül
huysuz bir ormanı okşar gibi...
Bir bilsen ne çok severim seni, bir bilsen
yalnız dokuz ay’ın hatırı için değil ama ?
Bir bilsen ne çok kardeşlerim
ve çocukluğum kokuyorsun bir bilsen...
biliyormusun yoksa ?
doğru ya, sen annesin...
Malazgirt’li