2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1638
Okunma

"Yağmur yağmasa eğer ıslanırım bu gece
Korkudan çakmak çakmak alevlenirim bu gece
Kahve kokusunda sünüp bükülür
Toprak toprak ağlarım bu gece"
Bütün bu kenti başıma yıktı gökler ve Tanrılar
Griyi aşağıladı bir fahişe yüzüne tükürüp
İspanyol kaldırımında gitarın ıslak telleri
Nara atıyor bir ölümlü yüzünü ekşitip
Sesini sesime katıp doğmaktır en güzeli
Arabistan çöllerinde güneşten boğulmak gibi
Kleptoman yanınla gel gittiğin gece gibi
İçimde tortular bırak Akdeniz’in sevdiği
Damarlarımdan boşalan nehirlere kaynaşıp
Örümceklerin ruhumu sömürdüğü gün
Sana dair ne varsa bekletmek zamanıdır
Zaman içinde harcanıp tekrar kazanılmak ihtiyacıdır
Ölmek gibi kolun kopardı kafayı bulunca
Parçalanmış cesetler gibi yanardı ateş koynunda
Sensiz gecenin akşamında cümleler kokardı
Fosilleşen her cümlenin bir kibritlik ömrü vardı
5.0
100% (1)