6
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2724
Okunma

şu küçük odamın penceresinden
belli belirsiz izliyorum şimdi
kendi yaşantımı...
hiç unutmuyorum,suçluyken
annemin bakışlarını
kızgın ama bir o kadar hassastı.unutamıyorum.
güzeldi hemde çok
yeşildi gözleri ,
hareli mi hareli...
ve al aldı
o yumuşak yanakları...
dalgalı ,hoyrat,asi
kızılımsı saçları !
ve uçuk bir kırmızıydı
dudakları !
gün ağarırken
çağırırdı kahvaltıya ,
o güzel sesiyle...
yakınında biterdim hemen...
bazen dikkatimi çekerdi
sakin bir deniz gibi
o durgunluğu ...
neyin var derdim’ ..susardı..
en çok
mutfakta geçirdiğimiz zamanı
severdim ben...
ve başımı yasladığımda göğsüne
neşelendirendi kalp atışları...
sessiz dua ederdim
benden önce o durmasın diye !
yıllar sonra düşünürdüm onu
soluk benizli,kır saçlı
tıpkı anneannem gibi...
hiç bırakmazdım onu son nefesine kadar
geç olmadan bilseydim kıymetini...
ve haytımın tek aşkı
yakışıklı babacığım...
hiç kıyamazdı bana
tabiki bende ona...
kara kızım derdi
öyle severdi beni...
ben kara mıyım der küserdim
ama onu belli etmezdim...
alırdı gönlümü bir gülüşle...
çokta parası yoktu belki ama
bulup buluştururdu
hiç eksiz bırakmazdı.
sabahlara kadar çalışırdı.
ne yapsa
ne giyse
ne konuşsa....
yakışırdı ona...
’kız babacıdır’ der
kıskandırırdı annemi
severdim saniyelik kavgalarını
hiç bir zaman
uzun süre ayrı kalmamıştık
birkaç kulaç öteye bile
salmamıştım onları...
ya kaybedersem diye
nöbet beklerdi başımda korku
özlüyorum şimdi
hemde öylesine özlüyorumki ,
pencereden giren rüzgarlarımızı,
evimizin loş havasını...
Çok geç şimdi....
dememek için değer biliyor
... ve hiçbirşey uğruna üzmüyor...
... üzdürtmüyorum onları...
geç olmadan sizde
alın kanatlarınızın altına
hissettirin değerlerini
ve dolmaz yerlerini
gösterin onlara
++++ élis Özer ++++
5.0
100% (2)