1
Yorum
0
Beğeni
4,5
Puan
2885
Okunma
sinsi sinsi dağılır rakının demi kanımda
dilim dolanır kara kırmızı badanalı duvarlarda
hüzün yazar yüzün af dilercesine
ama anlarım dağlarda yüksektir dallar
koparamam bahar çiçeklerini uzansam da
bir nakarat tuttururum içimde dilim lal olur
hüzünlü hüzzamlarda şiirlerim vurulur
düşen gözlerimi ararım bulamayacağımı bile bile
yerler ıslaktır dağılırım
hasretimi eklediğim rakının buğusu kara olur kadehte
sen bilirmisin
gam olur yağarım şehrin saçaklarından tek gözlü evin
sımsıcak kapısından kovulduğum geceye
bir sis olurum buharlaşıp bardağın buğusundan
anlarım ki buruk bir mülteciyim artık bu şehirde
ahmak bir avcının kör kurşunu patlar göğsümde
vurulurum hiç yerine kahrolurum
avazlarımı meze eder rakının ahusunda kaybolurum
sen bilirmisin
yosun toplar düşlerim deniz diplerinde gecelerimde
ıslak alevlerde günah solusa da bedenim
bir fahişenin kaşarlanmış göz süzüşlerine dirensem de
şehrin en kara sokağında kaldırımlarda ıslanan leşime
bir tekmede benim vurdugumu
bilseydin keşke
mersaus
5.0
50% (1)
4.0
50% (1)