Sivri kayalara takılmış askıda alıyoruz nefesimizi
Soğutulmuş volkanların uykusu
Kör gözlerde görünüyor uçurtmalar
Öyle tarifsiz renklerin kanatlarında
Çoğul elleri tutuyor hayalleri

Mor salkımdan sarı üzümler damıtıyor şırasını
Ezmekten yorulmuş ayaklar altında
Esnedikçe doymuyor uykuya
Uyandıkça yeni ışıklarda parıldıyor
Biten her şeyirin kenar çizgileri


Mahur kendinden bihaber çalınıyor kulaklara
Sokak kadınlarının ikindi dedikoduları
Kendini aklama telaşında ıslak yuvasında kelimeler
Her basamağı elleri çakıyor
Geçmişin yükünden kırıyor ayakları


Dön dolaş telaşında
Eski anların meteorları düşüyor yüreğine
Anlamadan ateşin harını
Yarının özlemi açıyor bayrağını
Bağlamadan sabahı gecenin karasına
Büyüyor birileri


Ey hayat sana söyleyecek sözleri
Tüketti nicedir dilimiz
Şimdi sukuta gark olup
Taşınıp gideceğiz
Kimsenin bilmediği yerlere