19
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1957
Okunma

Günaydın...
unutulmuş merhabaların sessiz gülüşü
kalabalık şehirde yalnızlığını ağırlayacak bir el sıkışı
birtanem nasılsın?
sen ne kadar uzakta olsan bile
ne kadar uzakta kalsa da hasretin
ben yine alır giderim seni
bir salaş lokanta köşelerinde
kahvaltı yaptırmaya kaçırırım seni
o kadar arsız gözlerden kurtarıp ellerini
koşa koşa yağmurlardan yüreğime sakların seni
gözlerin ıslanmasın üşümesin diye
o içindeki yaralanmaya hazır duran güzelliğin
sen yarası saklı gülüşlerin
sen sessiz susuşlarımın iklimsiz mevsimi
şimdi üşüyor zemheri soğuğunda
titremeleri tetiklerken bedenim
bedenin sıcaklığında kavruluyor
seninle uyanıyordum uykulardan.
düğümlendi yine boğazımdaki sözcükler
şiirlerin kanatır oldu suskunluğumu
giyindi iklimler acıyı
bu kadar uğultunun içinde bir deniz gibi
çığlıklarını vuruyorum
gözlerinden öpüyor sevmelerim
sahi sen
hangi günün gecikmesiydin
hangi kaderin yazgısı
belli ki kaçak gülüşlerden bıktın gittin
belli ki sana ağır geldi bu aşk
aşk ağır bastı tüm acılarının üstüne
yığıldın kaldın hayatın kucağına
şimdi hangi şarkıda vuruyorsun
kendini gerçeğin içinden kurtarıp gururunu
birikmiş inançlarına teslim edip kendini
gözlerine bulutlar giydiriyorsun
bütün gitmeleri tekrarladıkça ayakların
yine aynalara kırgın bakacak
o akarsuları imrendiren gözlerin
gözlerinde aşkın tanımsız tarifi
şimdi sisli havalar eksoz kokularından çıkan
karbonmonoksit saçlarına yapışkanlık oluyor
şoförlerin arsız gözleri gözlerini acıtıyor
yine onca yolu bir hırsla yürüyüp gittin
kapıdan içeri girerken o minik ayaklarını koyacak yer bulamadın aslında
nereye oturacağını şaşırdın
aklında onca aşkın ağırlığı acıtırken bedenini
hep şu soruyu soracaktın
ya ben çok yanlışım
yada bana yanaşan gemiler yalan diyecektin
yine sol yanın kanayacaktı
her cevapla gözlerin ağlamaya başlayacaktı.
zaman duracaktı orada
sen o kadar sıcaklığına rağmen üşüyüp kalacaktın
bu nasıl aşk ya bu nasıl sevda diyecektin
lanet okuyacaktın hayatına
çığlık çığlığa vuracaktın kendini yollara
ana avrat küfredecektin yaşama.
oysa lugatında aşk ve sevgiden başka bir şeyi kabullenmezdi yüreğin
şimdi tüm beklentilerden uzaklaştırıp kendini suluyordun
içinde kurumaya yüz tutmuş saksıdaki çiçeği
duysun diyor sevdiğim beni duysun
ve bilsin ki hala seni seviyorum desin
seni seviyorum sevgili
sen sevmesen de ben
seni seviyorum aşk delisi
ilk günkü gibi…………..
İsa İnan
bir deniz feneri gibi
dudaklarının ortasında
aşka yol göstermek
boynumun borcu olsun
İsa İnan
5.0
100% (10)