15
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1361
Okunma

Saatler...
Çapraz edip sırları
Sabırsızlıkla çıkıyordu günden
En büyük husumet dildir diyerek
Derinleşiyor Gökyüzü
Tıpkı Mercan renkli elbise gibi kirpikleri siyah boyalı
Akşam gülünün suskun nefesi
Kızıl bulutun teninden yalnızlık giyiniyordu umarsız
Gecenin mizanında
Kaderin tebessümü sönüyor düşlerde
Getiremiyor yıldız ışıklarını, saf ruhlar
Vururken benliğimi yitik masal sıyrıkları
Çabaların hükmünden sabır kefenledi ellerim
Az sonra diğer yanımı mezar uğultusu sarar
Gecenin sırat köprüsünde bir enkaz bırakarak
Oysa ben
Yolluk niyetine yanağıma alıp gamzelerini
Gümüşi bir gölün seyrine iltica edeceğim
Sonra
Karanlığın ortasında siyah gölgeleri yıkayarak
Dökeceğim ay serenatıyla, gümüş gri
Sürünsem de nefes nefese
Sus molasında
Tanımsız koyarsınız adımı
Tıpkı adı aşk değil mi?
Vur koynunda geceyi
Bir yanı sonsuzluk diğer yani
Uçurum ki
Tüm yeminlere mirastır, duaların tan vakti
Söyle..şimdi
Sevdayı bilmeyene hangi gökler misal ki
Testiyi kendi gönlünde kırıp
Veda edip çıkar, çırak ehli
....
5.0
100% (8)