Hava su gibi yudumlarken
Hüzün zamanlarının kızıl damlalarını
Hasretin tadı dokunur gecelere
Tanımsız türkülerle

Gökyüzünün kefenlediği ezgiler alev gibi
Yağıyor ruhuma
Adsız gidişlerin külleri tenimden dökülürken
Sensizlik sarıyor çaresiz varlığımı

Oysa her gidiş
Dolanıyorken yeni arayışlara
Ürkek duyuların zaferleri
Yıkanmış ak kağıtların sadakatinde

Unutma
Bir zamanlar
Bulutlara çizilen gül desenleri de
Kaybolmamıştı ılıman mevsimde
Mutluluk silkelenip beliriyorken gecenin ötesinden

Bilmiyorsun
Mavi gözlerine sakladığın deniz kokulu vahalarda
Ruhuma güneş doğarken yaktım kalbimin duvarlarını
Biraz daha kıyı ekelim kumdan kalelere
Esir düşüyorum dalga sığınaklarına

Ufukların özündeki sonsuzlukların yönü belirsiz
Gidemem
boyun büküyor hislerim senden yana
Suskular giyin ve kalbimde sus

Uzaklara yazılır artık aşkın kilitli yanıkları
Var gücümle çekiyorum sana doğru
Yazgımın avuçlarındaki menzil sancaklarını



....