15
Yorum
4
Beğeni
4,9
Puan
2479
Okunma

Gündüz geceye dargın, artık sökmüyor şafak,
Mehtaba nazar değdi, hüzne boğuldu sema.
Fecrin haykırışıyla boynunu bükmüş âfâk,
Güneş ufukta tutsak, bu nasıl bir muamma!
Umudun tünelinden boşalırken seraplar
Muhabbet sarayında meşkle başladı yağma,
Cevri cefasıyla yâr gönlüme olur âmâ.
Yasak düşüncelerde savrulur da ikilem,
Pişmanlık duygusuyla tükenir güç kuvvetim.
Bitimsiz arzularla dile gelse de söylem,
Maşukun maksadına kırılgandır “evet”im.
Dilimin öksesinde tutulurken cevaplar,
Sualin infazıyla can çekişir kudretim.
Mahsurdur kuyularda bekleyen saadetim.
Bir çay içimlik anı kıskanıyorken âtî,
Belirsizlik çölünün matemiyle barıştı.
Kavuşma sancıları yalpalattı saati,
Tiktakları ecelin adımıyla yarıştı.
Mazinin süzgecinden süzülürken azaplar,
Ruhlar aynileşirken iki beden ayrıştı.
Ebedim ezelimin hüzzamıyla karıştı.
Hoyrat beddualarla açıldı sır bohçası,
Çekildi yüreğimden gamla âb-ı hayatım.
Tebessümle süslenen mağrur gönül sırçası
Kırıldı yâr diliyle, yıkıldı saltanatım.
Suskunluk orucuna adaklıyken hitaplar,
Mağdur dilekler ile bîtaptır hasenatım.
Harabe bir hayatta hüsrandır mükâfatım.
Şaşırır tövbelerim, dökülür mâverâma,
Çıkmışken had safhaya çırpınışın telâşı.
Yâr merhemini sürse kabuklaşmış yarama
Kanatır her zerremi yüreğimle savaşı.
Bir isyan sehpasında sallanırken sevaplar
Dileklerim lâl olur, düşer vuslatın başı.
Kan terleyen emelin boşa çıkar uğraşı.
Mimar kaybetmiş yâri artık sökmüyor şafak,
Sevdası göze geldi hüzne boğuldu sema.
Hasret sızılarıyla boynunu bükmüş âfâk.
Huzur cananda esir, bu nasıl bir muamma!
Büyülü gözlerinde canlanırken seraplar
Tutkunluk konağında meşke başladı yağma.
Kâbuslar girdabında met cezirken dilemma.
Menderes Oyanık
24.11.2009
5.0
92% (11)
4.0
8% (1)