Sarıldım yanlızlığıma
yanlızlık kadar başıma çorap ördüm
bir aşkı düşürdüm çığlığa
Çığlıkta nefesimi boğdum
...
Tazelenmiş birkaç ölü vagonu
birkaç semazen dönüşünde huzur bulmadım
Neden sürmezler kaşlarındaki boyaları dudaklarına kırlangıçlar
Bir kırlangıç kuşu nezaretinde aşka kovuldum
Üstüne birkaç bardak soğuk su içtim
Birkaç bardak ensede boza kıvamı aşka tutuşma zamanı aşka ,aşka tutuş
tutuş-
/ma/
zamanı..

.................
’Terli Terli su içme’ ilk aşkımdan kalan sözlerdi masum
Terliklerini kafama fırlatıldı zamanında çok severdik birbirimizi
romantik zamanlarımızda başımı göğsüne koyar uyurdum..
Ona kısaca Ana derdim
................

Şimdi ellerinde boğulduğum çift halkalı keklik
Birkaç boşluk birkaç terli çarşaf kalıntısı
birkaç belgisiz sıfat
biraz sessiz hırıltılar
gürültüler
patırtılar
VE
Çatırtılar
..................
Geçen gün çarşının ortasında bir şariri ense kökünden vurdular
silahtan çıkan seste cinas vardı
biraz kafiye ortasına aruz failatun fel’un ve ölüm
geldi
sorgusuz sualsiz
ellerinin ortasındaki en büyük çizginin sonunda yattı
Yolun ortasına
öylece kalakaldı
geçen gün bir şairi vurdular ense kökünden çarşının tam ortasında
enseninde altın yaldızlı bir kurşun -deyiş-i
mısraları ölümsüz
mısralarında keklik ürkekliği
mısralarında ana avrat bir kaç sevdalinka
bir anka kuşu
küllerinden doğan spartaküs
SEN DE Mİ BRUTUS....

UMUT KURU