4
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
3496
Okunma

Güneş yine aynı yerden batıyordu,
Sadece bulutlar biraz daha azdı ve
havada yosun kokusu vardı.
Eskiden romantik gelirdi güneşin o kızıl rengi,
neden bilmem sen gittiğinden beri hiç öyle gelmedi.
Güneş gözden kaybolurken derin bir iç çektim,
aklıma güneşin kızıl renginin vurduğu ve o yüzden
eflatuna çalan yeşil gözlerin geldi.
Ben yine de ağlamazdım ama,
ah o seninle ekmek attığımız çığlık çığlığa
martılar başımın üstünde dolanmasaydı.
Seninle dolunayı bir kez bile seyredememiştik biz,
oysa ne çok isterdim.
Bilir misin hayalini kurardım,
sözde bir dolunayda
ve meselâ bir kumsalda
biz seninle yalın ayak yürüyecektik
ama öyle ayrı ayrı değil,
ben elini tutacaktım,
hatta bir iki adım sonra beline sarılacaktım.
sen de yüzüme bakıp gülecektin,
şu hani gözlerinle beraber gülüşün vardı ya,
işte öyle gülecektin.
Senin o gözlerin nasıl da deler geçerdi beni,
nasıl tarif etmeli bilmem ki;
Hani bir bahar yağmuru sonrası
nasıl olursa ıslak çimen rengi
işte öyleydi gözlerin.
ve işte öylece durup kumsalda
sarmaş dolaş, biz dolunaya bakacaktık.
ve kulağına fısıldayarak diyecektim ki sana
"Seni çok seviyorum."
bu benim hayalim ya
senin cevabını bilemiyeceğim,
ama az hınzır değildin.
eminim sen de dalganın sesini bahane edip
"Duyamadım, bir daha söyle." diyecektin.
Bu kez iki elimle yanaklarından tutacak
ve seni öpüp koklayarak bir daha söyleyecektim.
"Seni çok seviyorum."
lütfen söyle hayalimde bile olsa
eskiden olduğu gibi sen de söyle;
"Ben de canım." de...
Ben yine de ağlamazdım ama,
işte sana seni sevdiğimi
hiç böyle söyleyemediğim aklıma düştü bir kere.
Sana ilk çiçek verdiğim günü hatırlıyorum,
tek bir kırmızı gül’ dü, gül goncaydı
ama senin yüzünde açan çiçek bambaşkaydı,
bir tek gülle bu kadar mı mutlu olurdu bir kadın.
Ben o anı hiç unutamadım ki.
Sahi ne yaptın o çiçeği çok merak ediyorum,
kurutup sakladığını söylemiştin o zamanlar.
Benden çok hatıra kalmadı sende,
belki de bir tek o çiçek duruyor..
Neden bilmiyorum çiçeği kafama taktım işte,
oysa beni silip atmışsın, çiçek dursa ne olacak ki..
Ama eğer atmışsan çiçeğimi
ve bunu duyarsam ben
sanırım bir kez daha yıkılacağım..
Ben yine de ağlamazdım ama,
şu köşe başında çöpe atılmış bir buket
kırmızı gül gözüme ilişti bir kere..
Sesini duyamadığım gün yüzüm gülmezdi,
bilirdim senin de öyle olurdu,
telefonda sesini duyduğum an dünya sanki dururdu,
şakalaşır gülerdik devamlı,
bir türlü kapatamazdık ki biz telefonu,
Tam telefonu kapatırken senin o
"aaaa bir saniye" deyişlerin hâlâ aklımda,
bi tanem bilemezsin nasıl özledim ben senin sesini,
şimdi hep seni aramak geçiyor içimden,
sanırım telefonu bile açmazsın
bu yüzden arayamıyorum.
Ben yine de ağlamazdım ama,
işte şu lanet olası telefonun her çalışında sen aradın sanıyorum.
İlk dansımız ne kadar özeldi bizim,
aslına bakarsan ben dans etmeyi de
senden öğrendim zaten,
göz göze başlayıp o güzel yanağında
yanağımı gezdirerek dans etmek ne güzeldi.
"Kalbin" demiştin ilk dansımızda biraz da şaşırarak,
evet ya bi tanem kalbim sanki yerinden çıkacaktı,
çünkü ilk kez sen kollarımın arasındaydın,
hiç bitmesin istediğim bir andı
ve sana daha o ilk dansta nasıl da kolayca ayak uydurmuştum.
Şimdi ben yine de ağlamazdım ama,
sana dansta ayak uydurup
bu aşkta ayak uyduramadığım bir türlü aklımdan çıkmıyor işte.
Ben yine de ağlamazdım ama,
ağlamak iyi geliyor bana
ve ben ondan ağlıyorum
gözyaşlarımda seni hatırlıyorum
ve sensizliğe alıştım mecburen ama
seni unutmak istemiyorum işte,
ben bu cezaya gönüllü oldum...
Çünkü ben seni şimdi çok seviyorum.
Seni ne kadar çok sevdiğimi kaybedince anladım ya,
ben işte şimdi ona ağlıyorum...
5.0
100% (5)