1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1105
Okunma

mutluluğuma mutsuzluk taşıyan
aşkının adımlarıyla
çık merdivenlerimden, duyumsatmadan
çıkar yedeğindeki anahtarımı
aç kilidimi, kırılganlığa sarılı
çıkar ayağındaki hüzün kaldırımını
çıkar
mutluluğuma mutsuzluk taşıyan
aşkının adımlarını...
gir şimdi içeriye
yakma ışığı, kararmış gözlerime
hediyene ...sargılı eşyalarımı
düşürmeden yerlere
uyandırmadan sessizce
gir kokunu sürgün ettiğim odama
ırmak gibi kollarınla dolanıp
ulaşmadan yatağıma
sıcaklığını örtmeden üstüme
dudaklarının ıslaklığını yüzüme kondurmadan
en kıvrımlı, en dolgun hatlarınla
uzanmadan yanıma
gir sadece yalnızlık sığınağıma...
tutmadan elimi
bırak, senden kalkacak kırık bedenime
o numarasız, yolculuk biletimi
serçe parmağımda uçuşan ellerinle
ürkütme kondur
yüreğinden kalkış saatimi...
tutma teninin kokusunu başucumda
al, elimde uyuyakalmış
aşkların masallaşmış kitabını
çek, çıkar arasından
saç telini ve kurutan gülünü...
gecelerce asılı kaldığım
rüyalara daldığım o koynundan
çıkar üşüyen ellerinle
uzun, anonslu, soğuk peronları
koy çıkardıklarının yerine
ayracı olsunlar aşkımızın
sızlasın parmaklarım
ellerim üşüsün o an...
bir terminal ol yüreğime
endamınla gözlerimi kanatan
sallanan bakışlarını koy bagajıma
senden kalksın gidişlerim
salla ellerini, havaya savur mendilini
açsın gözlerimdeki perdeyi
yolculuklar sarsın bedenimi
büyüsün yolculuğumla
bir aşkın özlemi...
bir tas su dök arkamdan
o zamansız savrulmalarıma
bir tas su
o duraksız gidişlerime
tertemiz ve tazelenenen erkenden geliş ihtimalime
bir tas su dök ki
döneyim, geleyim zamansız
mutluluk adımlarıyla ineyim merdivenlerden
bir kızaran gül
bir top saç ile
ayraçsız bir aşk karşılasın bizi
bir tas su ile
ol yüreğime bir terminal...
-irfan temel- "karalamaca yazgılar "şiir kitabı