Mâtem tülbentini çekmiş yüzüne,
.................İki ateş arasında bu zaman
Bayati şarkılar gramofonda,
.................Düşen yapraklarda özlemin ağlar
Şimdi en uzak sahillerde şavkın,
.................Hüzünlü gözlerindir hatırlanan
Nisan menekşesi saksılarda sen
.................Saksılar ki yaban pençerelerde...
Niçin?
Tutamam ellerinden, bakamam gözlerine
Portakal tenini koklayamam, n’ideyim?
N’ideyim sensiz bu ömrü, bu akıp giden saatleri
En iyisi mi, kahrolası bu takvimi
Parça parça edeyim?
Çağırma boşuna sancılı seherlere
Çağırma beni ey serçe kanatlım,
Ey nazar boncuğum, omzumdaki güvercin...
Çıkamam, çıkıp gelemem iyi bil
Kaçak mevsimlerin kaçak yağmurunda saçların
Başını dik tutsan da biliyorum
Kan ağlar için...

Ben senin karşına nasıl çıkarım?
Böyle köşe bucak kaçtıktan sonra
Büyük zaferini söyler kahkahan
Başıma bin belâ açtıktan sonra

Teslim bayrağını çektim kaleme
Gönlümü verdin de dertle eleme
Şimdi rezil oldum cümle âleme
Sen de buralardan göçtükten sonra

Cümbüşlü sabahlarda düş kurdum hep yarım yamalak
Gerçeğin yelkenlisi kaçkez battı sularımda
Kaç kez aşkında kürek mahkumu
...........................Tayfa olup boğuldum
Yorgun akşamlara yürüdüm gözlerinden
..........................O gözlerde kayboldum

Dilin alev alev öfkeyle nefret
Oysa yüreğinde gül açar cennet
Bu kara sevdama edersin hayret
Aşkı tırpan tırpan biçtikten sonra

Şiirde imgeydim, fallarda sırdım
Yapıştı mindere sonunda sırtım
Kurşun yarasını hasretle sardım
Ayrılık tasından içtikten sonra

Mâtem tülbentini çekmiş yüzüne,
.................İki ateş arasında bu zaman
Bayati şarkılar gramofonda,
.................Düşen yapraklarda özlemin ağlar
Sonbaharı yaşıyorum yokluğunda
Ceylan’ ım boş yere demeki o ne?
Nasılmış öğrendin bu abondone
Bülbüller kan ağlar, kan ağlar yine
Aşkı tohum tohum saçtıktan sonra.

Mustafa CEYLAN