7
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1555
Okunma

Güneş ülkesi vardı dağların ardında
Sıcaktı, aydınlıktı, yoktu gecesi
Zordu yolumuz, çetindi, olsundu
Ulaşacaktık...
Ellerimi tutmaktan korkan ellerin,
Haksızlığın boynuna bir pençe gibi yapışıyordu
Ve teker teker fırlatıp atıyordu
Karanlığın çıkmaz koynuna...
Bizim hiç iki giysimiz olmazdı
Birini paylaşırdık mutlaka
Yeterdi elimizdeki, dert olmazdı
Maksat örtünmek değil miydi?
Yüreğimizdeki sevgi öyle büyüktü ki
Herkes dostumuz, bacımız, kardeşimizdi.
Yalnız söylenmeyeni vardı ki,
O sadece bizimdi...
Söylenmezdi, söylenemezdi,
Çünkü daha önemli şeyler vardı.
Şimdilik susmalıydık, dillenemezdi
Sonra zaten güneş ülkesi vardı...
Kuş kanadıydı sonrası
Öyle hafif, öyle yumuşak ve özgürdü.
Ağıtlar türküydü, türküler bebek ninnisi
Ve güneş ülkesinde mutluluğun sesi öyle gürdü...
Kan deli aktı damarlarda,
Dünyayı kurtarmaya soyunduk savunmasız
Çayır çimendi önündeki aşılmaz duvarlar da
Oysa kardeşlik yoktu, kardeş acımasız...
Güneş ülkesi mi,
Güneş batmak üzere, gök kızıla boyandı,
Avuçlarımdaki soğumuş ellerinde.
Balçıktan silip de göremediğim
Gözbebeklerimin en içinde, ta içinde...
5.0
100% (2)