63
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
3479
Okunma

Tanrı nın sessizliğinde dünya
Kaf Dağı nın ötelerinde
Uyuyor özgürlüğün kuşları
Erdem tutsak, durağan dimağlarımızda
Yuvarlanıyoruz serçe gözünden
Sonsuzluğun patikalarına
Bileklerimizde prangalı özgürlük
Don Kişot misalı kılıç sallıyoruz
Kötülüğün yel değirmenine
Korkunun karanlık pençesinde
Ölü düşlerimiz
Kanayan hayallerimiz sızlıyor
…
Kendi ekseninde dönerken dünya
Evrenin sinemasında
Kısa metrajlı filmler seyrediyoruz
Masum bir bebek vuruluyor
Göz çukurundan
Kulaklarımızda tiz çığlıklar yankılanıyor
Bir ana ağlıyor meleklerin koynunda
Obezite bir züppe kusuyorken
Şaşalı ziyafet masasında
Kuruyan derisini akbabalara kaptırıyor
Somali li bir çocuk
Para babalarının ağızlarında puro
Tohumlarını döşüyorken taze bedenlere
Yeni bir nesil türüyor
Elleri kanlı, atmaca gözleri hırslı
Vicdanları yok..
Şimdi iğne deliğinden yansıyan yaşam ne ürkütücü /Ölümün hançeri bile tatlıdır hayattan
Ey! Ademoğlu
Meleklerden bile üstün kılınmışken
Bu değildi sana sunulan
Nasıl tırpanladın ? bunca güzelliği
Nasıl becerdin bunca çirkinliği
Nasıl kaybettin ?
Masumiyetin bekaretini, iblisin şehvetli koynunda
Durdurun dünyayı
Yıldızlar düşüyor bulut gözlerinden
Yiten maviliklerde kelebekler ölüyor….