* * *
Bu konular çok hassas konular. Ben bu direşini gördükçe hep çöplerden gece gündüz atık madde toplayan, sağlık güvencesi olmayan, bir iş yerinde işçi olma şansı bile bulunmayan, mikrop dolu konteynırlardan beslenenlerde bizim insanımız, onları hatırlar, düşünürüm.Farkında olmadan sanayimize katkıda bulunuyorlar. Çöplerde atık maddeler ekonomimizi kalkındıracak bereketli. Bizim ülkemizde müsriflik almış başını gidiyor. Yani bir posttan binlerce deri çıkmaz, elbette ülkelerinde bir muhasebesi var, birinin emeğini diğerine vermek ne kadar yerinde bir davranıştır düşünmek lazım. Bizim milli gelirimiz 2 milyar maaş verecek kadar çok değil, bütün hükümetlerin zamanında bu sıkıntılar yaşandı, bencil olmamak lazım, bir çok işçinin fabrikalarda gerçek anlamda canı çıkarken 8-10 saat çalışarak, ya da sigortasız çalıştırılarak, insanların alın terinden, sağlığından ve de ömründen çalınarak kazanç sağlayanlar ne kadar dürüsttür acaba. Bana göre önce sigortasız çalışanların hakkını arasın devlet işverenlerden, hiç değilse hastalıklarında, sağlıklarında bir güvenceleri olsun. Ekmek parasını, hatta ekmeğini ve giysilerini çöplerden sağlayan onca fakir var, ben en çok onlara üzülüyorum ki onlar gerçekten farkında olmadan bizlere çok yarar sağlıyorlar ülke adına, kağıt olsun, plastik olsun, cam şişe olsun karınca gibi topluyorlar, kar- kış- sıcak demeden. Onlar da bu ülkenin vatandaşı ve sayıları oldukça çok. Her seferinde dışarı çıktığımızda çöp bidonlarının başında karşılaşırız, her yaştan var, 7 den 70 çöp toplayanlar var, sağlıklarını riske atarak, bir mikrop bulaştığında tedavi olacak imkanları yok, ya da yeşil kartlarla eğer ki varsa devletin bütçesinden yaralanabiliyor ve doktorlar bu kartları gerçekten hakları olmadan özel hastlarına kullanıp, ameliyat yapıyorlar ya da emar, tomografi çekebiliyorlar ve yeşil kartlara yüklüyorlar faturayı,( bir emar özel hastanelerde 400tl)parayı da ceplerine atıyorlar. İşte devlete durmadan delik açıyorlar, kaçak elektrik kullananlar, vergi kaçıranlar, çeşitli hilelerle devlete kazık atanlara ne demeli, işte esas bu tür zihniyetler devleti el açmaya itiyor ımf ye. Sonra Amerika'nın uşağı diye pankart açıp, ellerine Şerefli Şehtilerimizin kanıyla yıkanmış Kutsal Bayrağımız alıp meydanlarda caddelerde fink atıyorlar, ard niyetlerine yandaş arıyorlar. Herkes evinin bütçesini nasıl hesaplıyıp, düşünüyorsa, topraklarında rahat rahat nefes alıp dolaştığı bu vatana ihanet etmesin, devletininde bütçesini düşünsün, hesaplasın, bu devlete büyük yaralar açan kurumları, kuruluşları yargılasın. Ben muhasebede çalıştım ve gördüm hatta ellerimle de hesap kitapları düzenledim, yıllık gelirlerini düşük göstererek az vergi vermeleri için ayarlar yapıyolardı, sene sonu gelmeden gelir giderler hesaplanıyordu. İşte hala bu şaşkınlığım devam eder, ne alırlarsa gider gösterip vergiden düşüyorlardı. Bunlar benim şahit olduklarım, kim bilir holdinglerde, büyük iş merkezlerinde, sanayide ne dolaplar dönüyor. Herkes düşünse, bu ülkeye açtıkları deliklerin bir gün kendilerine çok ağır faturalarla geri döneceğini, bir gün bu devlet zorda kaldığında aynı gemide onların da, günahsız vatandaşlarında batıp yok olacağını. Hükümetler gelir ve gider, elbette onlardan da büyük hasarlar vererek devletin hazinesine ayrılanlar var, yani bu iş baştakilerden ziyade toplumumuzun bilinçlenmesi ve ellerini vicdanına koymasını gerektirir. Bizler şakşakçı oldukça daha çok darbe yeriz. Her şeyi hakkıyla düşünmemiz gerek, bu ülkede bir avuç insan yok, milyonlarca insan var, bireysel düşünmemeliyiz. Kalkınmak istiyorsak önce kendimizde sorgulamaya başlamalıyız, devleti küçükbir aile olarak görürsek, bir alie bütçesini ayrlayamazsa her türlü sıkıntıyı yaşar, evsiz, barksız kalmaya, el açmaya mahkum olur ya da yoldan çıkarak her türlü ahlaksızlığı düstur edinir ve yine devlete yara açar, sahtekarlık, fuhuş, mafya, hırsız, dolandırıcılık yaparak toplumun kalitesini düşürürler, veledi zinalarları da köprü altlarında tinerci, uyuşturucu müptelası olur ve her türlü sapıklığa kurban giderler. Bir ülkede, dilenmeyip çöp topluyorsa bir vatandaş, o benim için en değerli ve onurlu insandır. Bu ülke hepimizin ve bizler paylaşımcı zihniyete sahip olarak ancak kalkınabiliriz, hep bana rap bana dedikçe hiç bir yere varamayız. Bencil insanlar mutlaka zarar görürler, bir ekmeği paylaşan, binlerce ekemeğe sahip olur, bereketini Allah verir mutlaka. Bir aile büyüğü evlatlarından birnin harçlığını 50tl verip, diğerine 10tl verirse ne kadar adil olur?
Duyarlı yüreğinize sağlık Mehmet Bey, gönülden kutlarım. Bu vesileyle ben de fikirlerimi yazdım, çok teşekkür ederim bu imkanı sağladığınız için. Sağlıkla, sevgiyle, huzur içinde geçen bir ömür dileklerimle...


Sevgiler saygılar selamlarımla...

* * *