10
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
3324
Okunma

Yine aylardan Eylül
Mevsim kışa dönüyordu habersizce
Sesinin ayazına takılıyordu düşlerim
Yüzükoyun kapaklanıyordum yerlere
Bir cadde uzanıyordu önüm sıra
Islak kaldırımlarla çarpışıyorken bakışlarım
Ayak seslerin yankılanıyordu ömrümün duvarlarında
Boş bir çerçeveden sarkıyordu, geçmiş günlerim
Kızıl akşamlarla yer değiştiriyordu tan yeri
Ve
Kanadı kırık serçeler düşüyordu kapımın önüne
Çığlık çığlığa haykırıyordu
Zaman denilen utanmaz
Uğultusuna karışıyordu yine herşey
Menzili belirsiz bir tren geçiyordu sol yanımdan
İniltiler arasında
Yanık bir türkü yükseliyordu
Hükmümü geçiremediğim dağlar ötesinden
Ayaz gecelerde buluyordum kendimi
Çivisi çıkmış sabahlara kilitliyordum
Şafağın matemini
Mecalsiz kalıyordum gölgemi kovalamaktan
Ökseye tutulmuş kuşlar gibi
Delicesine çırpınıyordu
Dilimin ucuna gelip de söyleyemediklerim
Oysa
Gelişin gibi ani gidişlerinin hüsranıyla
Komşu bahçelerinden
Erik çalan çocuklar gibi
Nasıl da korkuyla titriyordu yüreğim
Bilemezsin
Gün ortasında batıyordu güneş birdenbire
Göz ucu sevmeleri topluyordum
Ellerim titreyerek
Fersah fersah
Uzak diyarlardan geliyordu haramiler
Eşkiya ininde buluyordum kendimi
Ellerim, ayaklarım bağlanmış bir şekilde
Çakallar sofrasında kalakalmış bir kadın
Alabildiğine hıçkırıyordu gözbebeklerimde
Ve
Yavaş yavaş soluyordu gözümün feri
İçimde bir yerlerde
Sancılı gece depremleri
Yüreğim
Ayazda kalmış bir çiçek gibiydi
Eylül GÖKDEMİR/Asimaral... 01.01.2010
5.0
100% (8)