AYAZDA
zordu hüzünler okulunda öğrencilik
kabuksuz kalmış istiridye içiydim sığındım kirpiklerimin siperine uzak bakışlar giyinmeyi öğrendim geri çekiliyordu vuruşarak dağlarıma konuk bir kaç militan karşımda: idam mangası bir yaşam git, silahlarıyla vur onları... sırtım duvardaydı kilitledim kendimi avutucu karanlık ve yoldaş sessizliğimle gönüllü sürgündük düş tünellerinde yıllanmış Eskimo’ydum bir gün buz dağlarında bırakılmış, tek başına bekliyordum gelsin alsın diye beni beyaz ayı postuna bürünmüş ölüm korsan gemiydim ağarmış bulutlarda gördüm Nemrut’a doğan güneşi kimin elinden kaçmış bu uçan balon? bir kırık nar, bir ateş topu, bir düş güvercini mağara devrinden, kutuplara, bulutlara benliğimin kıyılarından aklımın yarılımına sürüyordu bir dip bir doruk dursuz duraksız yolculuk sokuldu düşlerimin gerçeğine ağaçkakan sorular sahte gülücük düşman yaşam göçük. mağarada ilk insan tüm kapılarımın açıldığı yalnızlık buzdağı sevgisizlik ekvator özentisi seralar ayazda yaz kokan domates kim bilir nereden çıkagelen dizeler : umuduma yay ol geçmişime ok ey aklımın yılanı gel beni sok sahi kimdi o eylül saçlı şair sevgili? ben mi? ben! kim? nice uzun geçitlerden geçtim yoruldum kaçışlardan, kayboluştan sıkıldım dingin ellerimle avuttum düşme korkusundaki bedenimi giyindim tenime yıkımdan artakalan beni yıkıl! her tuğlasında payım olan duvar yıkıl! ele verdi kendini binlerce yıllık bilmece ASLI DURAK |
yoruldum kaçışlardan, kayboluştan sıkıldım
dingin ellerimle avuttum
düşme korkusundaki bedenimi
giyindim tenime yıkımdan artakalan beni
yıkıl!
her tuğlasında payım olan duvar
yıkıl!
ele verdi kendini binlerce yıllık bilmece
Güzel bir şiir okudum ve dinledim gönül sayfanızdan yüreğinize emeğinize sağlık kutlarım hak ettiği ödüller içinde tebrikler selamlar saygılar..