13
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
2197
Okunma
İsteme benden bir şey, bu bir alın yazıdır ;
Dağlara seslendiğim, bir aşık avazıdır...
Bulamadım seçimde, kaç yol varsa içimde,
Sana gelen yollara, düştüm, çapraz biçimde.
Görmek ister miydim ban, şu perişan halimi ;
Hangi dil anlar acep, gönlünün ahvalini ?
Sanmam; olmaz böyle şey, suya yazılı her şey,
Saz, ne kadar anlar ki ! Neler söylemekte ney ?
İçimde ki inilti, çözemediğim rumuz ;
Rumuzun ta kendisi, değil midir ruhumuz?.
Say dediler Mecnun’a, Leyla’nın saçlarını ,
Bana savur diyorsun, onca dağın karını.
Biliyorsun kapına, geldim elsiz, ayaksız ,
Ninnilerim gönlümü, dayaksız ve duvaksız.
Onca arsız rüzgara, tarattım saçlarımı ,
Hiç karayı görmeden, kestin kulaçlarımı !
Veda mektuplarına, kan sızıyor kalemim ,
Gönlümüze ne yapsın, mücerret aklıselim ?
Karlarla olsun bari, gel, ak çıkar yüzümü,
Eğil ey gönül dağım, dinle artık sözümü!
Ezbere okuyorken, günübirlik hayatı,
Yarıyor orta yerden, bu son geçen fay hattı !
Bir tarafa ben düştüm, öbür yana benliğim ,
Gönlümün aklı kaçık, bitmiyor deliliğim...
Bakma penceremize, hep böyle üzeceksen ,
Madem deli değilsin, gel, sen çöz çözeceksen !...
Hayrettin YAZICI
5.0
100% (10)