11
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1826
Okunma

Başkanlık döneminde bir takım yerel basının haksız suçlamalarına karşı kendisini savunduğumuz zamanlarda kıymetinde idik.
Sonra işte o parktan kaldırılan isim tenekemiz (levha) sebebiyle aramız biraz ılıklaşsa da Sincan Belediye Başkanı Hasan Altın hiç bir zaman bizi üzecek bir harekette bulunmadı.
Bizim bu şiiri yazdığımız anlar, ona bir sitem arzının anlarıydı..
Altın’a kızsak da dostluğumuzu zedeleyecek bir lâf ve gaf alışverişi olmadı..
Ama bizim şair ruhumuzun incinmesi işte böylesine şiirler yazmamıza sebebler teşkil etti.
Keşke O’nunla biz, zamanları aynı mesafeye çekebilseydik.
Epeydir Sincan’dan uzak kalmışım
Sizin orda işler nasıl Hasan’ım?
Dostlardan şöyle bir haber almışım
Diyorlar ki kasıl kasıl Hasan’ım..
Bir randevu-mandevudan bahis var
Vermemişsin kızmış eski başkanlar..
Yoksa Belediye Kapısı mı dar
Olur mu hiç böyle fasıl Hasan’ım?
Her bütünde belli olur her yama
Acar neyse, iyice eski ama
Altunbaş’ına ııhhh.. dersen, adama
Ne derler? “Vefasız nesil!” Hasan’ım..
Hele “çimento yok!” lâfın? Şaka mı?
Ya da Selim Öğretmen’e caka mı?
Gel taşıma ağırsa bu makamı
Önce hizmet ilme asıl, Hasan’ım..
Osman’a makamdı Çadır’daki Çul
Ne çekerse kibirinden çeker Kul
Maiyetine doğruysa eğer zûl
Boşla.. kalıbına basıl Hasan’ım..
Hani kaldırdığın tenekem var ya
O da bana ayıp, sana angarya
Hâlâ öfkeliyim, içim de dar ya
Bizde kalsın edeb-usûl Hasan’ım..
Eser bâki, yalansa sen-ben yalan
Aslı çıkıp fesli gönlüme dolan
Sade bedenle mi? Gözle de olan
Zinayı aklar mı gusül Hasan’ım..
Gün kararır doğan Güneş batarsa
Kaş kararır göz öfkeye yatarsa
Kim dostunu bir kenara atarsa
Unutulur misil misil Hasan’ım..
5.0
100% (4)