KARA FIRIN SİMİDİ MAHSUB ETMEZ LİMİDİ
Bekir YALÇINKAYA
*Demeyin.. Simidin adı mı olur
Tok gözlüye Balın tadı mı olur
Haram helâl bilmez başa musallat
Aç gözlü Fareden Kadı mı olur*
Önce Alo, sonra bir korna sesi
Baktım SADETTİN’im karşı caddede
Sormayın hâl ne hâl iş neyin nesi
Bir Fırına vardık yol gide gide
Dört kişiydik çöktük dörtlük masaya
REFİK POLAT’ı yazdırdık kasaya
BEKİR’le ŞAHAP düşmesin tasaya
Düşündük taşındık yesek mi pide?
Vazgeçtik menüde SİMİTyazdıysa
Hele Yeni Yılda zamlar azdıysa
Garson Bey de bizi şöyle süzdüyse
Dört simitle beş çay uyar belki de
Olursa yenmez mi simit bu, hay hay
Bir de içersen üstüne demli çay
Vay emeklim vay gel zenginlikten say
Böyle değil miydi ömrün ilki de
Hâl bu hâldir dördümüz de emekli
Maaş ne ki masa olsa yemekli
Üç sipariş verdik dört tekli tekli
Bizde aç gözlük yok, varsa TİLKİ’de
GARSON pozumuzu bahşişe saysın
Müşteriler filmi ful gişe saysın
Bu Dört AKTÖR SONu FİNİŞe saysın
Bizden yesin NASREDDİN’in KÜRKÜ de
Ezelden ebede
dost kalmak güzel
Kırk yıllık
dostluktan haz almak güzel
Çok konuşan dilin hikmeti gazel
Ağzı yorar çok muh
annet TÜRKÜ de
Sincan: 14 Ocak 2025