20
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2212
Okunma

Sokaklar öksüz bu Şehirde
Loş ışıkları küsmelere takılı
Lambaları kırık, yaraları taze
Tam çeyrek bir yüz yıldan beri
Yaşananlar asılı zamansızlık boşluğunda
Mahkum, hiç sona ermemeye, hiç ilerlememeye
Bitmeyen bir gebelik bu
Her an doğum sancısında
Sanmaki yaşan(may)anlar orda donup kalacak
Fırtınası, Yangını daha kaç çeyrek yüz yıllar sürecek
Müptelalığın bedeli bu
Damla damla, eriye eriye tüketecek
Vazgeçmezliğe adanmış bu yürek
Yer altında homurdanan bir volkan gibi
Kor olup unutulmuş sevdanın mezarı olacak
Yanardağın açtığı krater hiç kapanmayacak
Seviyorum ben bu Şehiri
Dünsüz, bugünsüz, yarınsız
Yol arkadaşım, kara yazılım
Becerememiş oda benim gibi
Kaderin yol ayrımında yeşilleri seçmeyi
Tutulmuş Karanın gözlerine
Bak, görüyormusun Karanın güzelliğini
İçindeki gök kuşağını, gümüş parlayışını
40 gülistanın çiçeklerini içeriyor
Her kıvrımında hazineler saklı
Çözmesi biraz zor ama
Oku oku bitmiyor, tadına doyum olmuyor
Ben daldım bir kere, o kara Denize
Sarı, kırmızı, yeşili hepsi kalsın size
Razıyım her bedelini ödemeye
12.01.2010
Selvet Berna
5.0
100% (10)