11
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
3210
Okunma

Lale, Zambak, gül kokusu, sarmış her bir yanımı
Rüzgar getiriyor yarin kokusunu, kırıp ayrılığın kanadını
Yaşlı O çınar ağacı, kökü derin, eğmiş hüzünlü başını
Kuru kabuğunda hayat izlerimiz, talihsizlikler ve cesaretsizlikler kazılı
Tek ümidim sensin çınar ağacım, sürsün sevdam sende asırlar asırı
Öksüz kaldı sana hasret gözlerim
Bir gülücüğünü, göz kırpışını, yürüyüşünü özlerim
Kurudu nehirin yatakları, nerde sesin, o çağlayan akışın
Bu sensiz, sessiz, nağmesiz, hayatta kalışım
Büyüsüzüm, boşum, hasretim, yok o sihirli bakışın
Mahkummü bu sevda dervişlerin aşkına ?
Dipsiz derinlerde yanıp yok olmaya
Maziden besleniyor hala
Görünmez ipleri incelmiş, yüz tutmuş kopmaya
Kuyuda bir kalp atıyor ezelden beri
Bilmiyorsun .., yankısını duyuyorsun
Duymuyorsun.., duyar gibi oluyorsun
Aşk ve sevda sözleri dilinde
Fakat; yüreğin yarı yolda, gidiyorsun
„Yolcu yolunda gerek“, „elveda“, diyorsun
Hiç gelmeden, hiç kalmadan, kapının eşiğinde
Aç rüyalarla, aç özlemlerle
Gidiyorsun, gidiyorsun
Öksüz ama güçlü, atıyor o kalp bırakdığın orada
Yok olmaya mahkumlarda
Tutunmuş o çınar ağacına
Besliyor onu sızan kanı ve sahipsiz sevdasıyla
Yaşlı O çınar ağacı, kökü derin, eğmiş hüzünlü başını
Kuru kabuğunda hayat izlerimiz, yaşanan talihsizlikler kazılı
Tek ümidim sensin çınar ağacım, sürsün sevdam sende asırlar asırı
15.11.2009
Selvet Berna
5.0
100% (2)