21
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1632
Okunma

Bin can kırığı döküldü dillerinden yere
Sırtımda namlu ya ölüm ya
Git gidebilirsen sırat saçlarım
Cehennem ateşi atıyor gözlerim sızlayan yürek
Dersimi ezberletti çalakalem resim oldu kelimeler
Tuz basıyor tabanlarım toprağa
Biter mi artık sinesinde kuzu ana göğsünün
Darmadumanken bereketli toprakları beddua makamında
Siren sesinde kuşlar uçuşuyor güne
Kimi mavi kimi füme kirine bulanmış akıllar
Kırmızı dumanı öfke tütüyor sigarası
Güne akan ilk ışıkla günebakan kesiliyor aşk
Bir can bin can oluyor şehrin en kalabalığında
Ve sahile vurdukça dalgası deli yüreğin
Tek kum tanesi aşındırıyor yosun elbisesini
Çıplak dökülüyor eti kırgınlıktan
İsyana değil baktığım aynalar çalan çan sağır yürekler
Yıkanmayacak boyalar için bunca kan
Oysaki her yağmurda ilk damlayı düşürünce duvarlarıma
Bereket duası topluyorum yürek tasıma
Minnet tohumunu harmanladıkça aşk ambarında
Nefret vefasızlık bitiyor dillerden
Gözbebeklerinde büyüyen tek ışık ile can bulacakken
Kibir fişini çekiyor bilerek yenik hegemonyası
Bin can kırığı bir sevda çöplüğünde eşeleniyor
Değersiz pula dönüyor dünler ya yaşam diyor ya
Üzerine gelen devasa boşluklara
Her bir taşına sabır buladığım duvarlar örüyorum
Ölüyor beslediğim dünler
5.0
100% (15)